E HARFİ İLE BAŞLAYAN DEYİMLER
Eksik etek : Her zaman güçsüz olan kadın.
Eksik olsun : Gereği yok anlamında kullanılır.
Eksik gedik kapamak : Gerekli olan ufak tefek ihtiyaçları karşılamak.
El ağzına bakmak : Başkasının fikriyle hareket etmek.
El alemin ağzında sakız olmak : Herkes tarafından dedikodusu yapılmak.
El almak :1. Bir tarikata katılmak. 2. Bir işi kendi yapmak için ustasından izin almak. 3. Kağıt oyununda karşısındakinin oynadığı kağıdın daha önemlisini oynayarak üstünlük sağlamak.
El altından ( alttan alta, gizliden gizliye) : Kimsenin haberi olmadan, kimseye haber vermeden, gizlice.
El atmak : 1. Yeni bir işe girişmek. 2. Bir işe karışmak, müdahale etmek.
El ayak bağlamak : İş göremez hale getirmek, engel olmak.
El ayak çekilmek : Ortalıkta hiç kimse kalmamak.
El basmak : Kuran’a veya kutsal sayılan diğer kitaplardan birinin üzerine elini koyarak yemin etmek.
El başı (elebaşı) : Yol gösteren, idare eden.
El bebek gül bebek : Çok sevilen, el üstünde tutulan, nazlı, şımarık.
El birliği : Dayanışma, bir işi daha çabuk ve daha iyi yapabilmek için birleşmek.
El çekmek : Bırakmak, vazgeçmek, caymak.
El değiştirmek : Bir mal veya eşyanın bir kimseden başka bir kimseye geçmesi.
El değmemiş : Saf, hiç kullanılmamış, henüz dokunulmamış.
El elde baş başta : 1. Elde bulunan her şeyin tükendiğini anlatır. 2. Yapılan işin sonunda ne kar, ne zarar edildi, eldeki parayla masraf birbirine denk geldi.
El ele vermek : Bir işi gerçekleştirmek için birleşmek.
El emeği : 1. Bir işte harcanan emek. 2. Elle çalışma ve çalışmanın karşılığı.
El ense çekmek (etmek) : Güreşte başparmağı gırtlağa, dört parmağı enseye geçirip rakibini yıkmaya çalışmak.
El etek çekmek : İlgilenmemek, uzaklaşmak.
El etek (ayak) öpmek : Bir işi yaptırmak için yalvarmak.
El kahrı çekmek : Başkasının çilesine, kaprislerine katlanmak.
El kapısı : 1. Bir kızın gelin gittiği ev. 2. Başkalarının evi, yurdu.
El koymak : 1. Bir meselenin yetkili organlarca incelenmeye başlaması. 2. Devletin bir malı, bir kuruluşu emri altına alması.
El pençe divan durmak : Saygılı bir şekilde el kavuşturup emre hazır beklemek, tam bir bağlılıkla emre amade olmak.
El şakası : Birine elle dokunarak yapılan şaka.
El ulağı : Önemli bir iş yapan kimsenin, küçük işlerde kullandığı yardımcı.
El uzatmak : 1. Bir işi yapmaya teşebbüs etmek. 2. Yardım etmek, yakınlık göstermek.3. Karışmak, karıştırmak veya bozmak için müdahale etmek. 4. Yayılmak.
Yeterli değil
Çok fazla söz yok yeterli değil