“E” Harfi ile ilgili Deyimler
Elifi görse mertek sanır : Okuma yazma bilmez, cahil.
Eli genişlemek : Para sıkıntısını atlatmak, bolca paraya kavuşmak.
Eli işte, gözü oynaşta : İş yapar gibi görünüp, aklı başka şeylerde olan.
Eli kalem tutmak : Okur yazar olmak, bir konu üzerinde yazı yazabilmek.
Eli kulağında : Gerçekleşmesi yakın, az kaldı.
Eli maşalı : Edepsiz, kavgacı, saldırgan.
Eli pek (sıkı) olmak : Kolay para harcamamak, cimrilik etmek.
Eli uzun, dili uzun : Hem hırsız hen de küstah. Söz dinlemez, laf anlamaz.
Elin gözündeki çöpü görür, kendi gözündeki merteği görmez : Kendinde bulunan büyük kusurları görmezden gelip başkalarının küçük kusurlarını dedikodu konusu yapar.
Elinden bir kaza çıkmak : İstemeyerek birini yaralamak, öldürmek.
Elinden bir şey gelmemek : Çaresizlikten bir iş görememek, çok acemi olmak.
Elinden düşürmemek : Daima elinin altında bulundurmak, ondan gerektiğinde yararlanmak.
Elinden hiçbir şey kurtulmamak : Çok becerikli olmak.
Eline bakmak : Bir kimsenin yardımıyla geçinmek.
Eline su dökemez : Sözü edilen kişi , iş, yetenek, başarı yönünden ondan aşağı.
Elini kolunu sallaya sallaya gezmek : Dolaşmaması, gezmemesi gereken yerlerde korkmadan, çekinmeden dolaşmak.
Elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak : Evde hiç bir iş yapmamak, çok nazlı olmak.
Elini veren kolunu alamaz : Kendisine iyilik yapıldığında, fazlasını isteyen insanlar için kullanılır.
Elini vicdanına koyarak söylemek : Doğrudan, haklıdan yana tavır takınmak, tarafsız düşünüp söylemek.
Eli uzun : Hırsız, fırsat buldukça bir şeyler aşırmaktan geri kalmayan.
Eliyle koymuş gibi bulmak bir şeyi) : Hiç aramadan, kolayca bulmak.
Elleri nasır bağlamak : Ellerini, toprak işi gibi ağır işlerde uzun süre kullanmak, bu yüzden elleri sertleşmek.
Elle tutulur gözle görülür : Çok belirgin.
Emdiği süt haram olmak : Doğruluktan sapıp, kötü işler yapmak.
Emeline alet etmek : Birisini veya bir şeyi kendi istekleri doğrultusunda kullanmak.
Emir büyük yerden gelmek : Çok sevilen, sayılan biri tarafından bir işin yapılması istenmiş olmak.
Emir kulu : Başkasının verdiği emirleri yerine getiren.
Emrihak vaki olmak : Ölüm vakti gelmek, ölmek.
Ensesi kalın : Parası çok, varlıklı, sözü geçen, ödeme gücü yüksek kimse.
Ensesine binmek : Bir işi yaptırmak için baskı yapmak.
Yeterli değil
Çok fazla söz yok yeterli değil