“G” Harfi ile ilgili Deyimler
Gözleri çakmak çakmak olmak : Ateşli bir hastalık veya öfkeden gözleri kızarmış ve parlamış olmak.
Gözleri dolmak (dolu dolu olmak) : Duygulanma veya üzüntü sebebiyle gözleri yaşarmak, ağlayacak gibi olmak.
Gözleri (gözü) dünyayı görmemek : Bulunduğu ruh hali nedeniyle hiç kimseye, hiçbir şeye önem vermemek.
Gözleri (gözü) fal taşı gibi açılmak : Büyük bir öfkeden, şaşkınlıktan dolayı gözlerinin aşırı derecede iri iri açılması, hayret etmek.
Gözleri evinden (yerinden, yuvalarından) dışarı fırlamak (uğramak) : 1. Gözlerini çok açıp öfkesini belli etmek. 2. Çok korkmak.
Gözleri kan çanağına dönmek : Uykusuzluk, kızgınlık , ağlama gibi nedenlerden dolayı gözleri çok fazla kızarmak.
Gözleri parlamak : Gözlerinde sevinç, istek, mutluluk belirtileri görmek.
Gözleri velfecri okumak : Gözlerinden zeki ama hileci, kurnaz olduğu anlaşılmak.
Gözleri yollarda (gözü yolda) kalmak : Özlenen kişinin haberinin gelmesini hasretle beklemek.
Gözlerine inanamamak : Gördüklerinin doğru olduğunu kabul edemeyecek kadar şaşırmak.
Gözlerine mil çekmek : Kızgın demirle birinin gözlerini kör etmek.
Gözlerini açmak : 1. Uyanmak. 2. Ağır hasta olan birinin kendine gelmesi. 3. Birisinin gerçeği görmesi için uyarmak. 4. Dikkatli olmak.
Gözlerini (gözünü) kan bürümek : Her kötülüğü yapacak kadar kin ve nefret dolu olmak.
Gözlerinin içi gülmek : Çok mutlu olduğu yüzünden, gözlerindeki pırıltıdan belli olmak.
Gözü açık gitmek : Amaçlarının, isteklerinin gerçekleştiğini göremeden veya birine hasret olarak ölmek.
Gözü açılmak : Eskiden bilmediği birçok şeyi öğrenip, işine gelenle gelmeyeni ayırt edebilecek duruma gelmek.
Gözü almamak : 1. Birinin görünüşü kendine güven vermemek. 2. Yapma güç ve yeteneğini kendinde görmemek.
Gözü arkada kalmak : Ardında bıraktığı için meraklanmak, kaygılanmak.
Gözü bağlı (gözleri kapalı) : Çevresinde olup bitenlerin farkında olmayan, habersiz, masum.
Gözleri dalmak : Gözleri bir noktaya dikilmiş olduğu halde, baktığı şeyi görmeden dalgın dalgın bakmak.
Gözü dışarda : Evini ihmal eden, nikahlı eşiyle yetinmeyip başkaları ile arkadaşlık kurmayı düşünen kadın veya erkek.
Gözü doymak : Aşırı istekli, hırslı olmamak.
Gözü dönmek : Aşırı bir istek veya öfkeyle etrafına saldıracak duruma gelmek.
Gözün gibi sakınmak : Bir şeyi veya kimseyi , zarar gelmesin diye özenle bakıp korumak.
Gözü gibi sevmek : Bir şeyi çok sevmek, birine çok değer vermek.
Gözü gönlü açılmak : Güzel bir şeyi görüp içi ferahlık duymak, neşelenmek.
Gözü hiçbir şey görmemek : 1. Kendini çok önem verdiği bir işe bağlayıp başka bir işle ilgilenmemek. 2. Heyecan, öfke nedeniyle sonucunun ne olacağına bakmadan en kötü şeyleri yapabilecek duruma gelmek.
Gözü ısırmak : Bir kimseyi tanır gibi olmak.
Gözü (gözüne) ilişmek : Birdenbire ya da istemeden rastgele görmek.
Gözü kalmak : 1. Elde edemediği bir şeyi istemekten vazgeçmemek. 2. Ele geçiremeyeceği bir şeyi istemekten vazgeçmemek.
Gözü (gözleri) kapalı : 1. Olup bitenin farkına varmayan. 2. Sorup anlamadan, düşünmeden.
Gözü (gözleri) kararmak : 1. Hırs, aşırı istek, öfke ,ümitsizlik nedeniyle ne yaptığını bilmeyecek duruma gelmek, gözü dönmek. 2. Baş dönmesinden, aşırı yorgunluktan veya açlıktan gözleri göremez duruma gelmek.
Gözü kaymak : 1. Gözü ara sıra şaşı gibi olmak. 2. İstemediği halde bakmak.
Gözü korkmak : Bir önceki başarısızlığının etkisiyle yeni bir işe girmeyi göze alamamak, yeni bir denemeden kaçınmak.
Gözü olmak : Bir şeyi ele geçirmeyi istemek, başkasının malını veya bir varlığını almak istemek.
Çok güzel olmuş.Kısa ve öz.Çok teşekkürler.Iyi günler. Kolay gelsin. :)