Güdük kalmak : Büyüyememek, küçük kalmak.
Gül gibi geçinmek : 1. Rahat, mutlu ve huzurlu yaşamak. 2. Bir kişiyle çok iyi geçinmek.
Gül üstüne gül koklamamak : Bir sevgilisi varken başka birisini sevmemek.
Güllük gülistanlık : Bolluk, mutluluk, rahatlık ve huzur içinde olan ortam.
Gülmekten katılmak (kırılmak) : Çok aşırı gülmekten halsiz düşmek.
Güme gitmek : 1. Bir düşüncenin arada kaybolup gitmesi. 2. Bir şeyin durup dururken yok olması. 3. Boşu boşuna ölmek. 4. Çok kötü zarara uğramak.
Gün almak : 1. Bir işi yapmak için yetkili kişiden bir gün belirleyip randevu almak. 2. Tamamladığı yaşı izleyen yılın bir veya birden fazla günü geçmiş olmak.
Gün atmak : Gündüz olmak.
Gün doğmak : 1. Sabah olmak. 2. Beklemediği bir duruma kavuşmak veya eline büyük bir fırsat geçmek.
Gün gibi aşikar : Her şey apaçık ortada, besbelli.
Gün gürmüş (görüp) eyyam sürmüş : 1. Geçmişte güzel, mutlu ve huzurlu günler geçirmiş. 2. Pek çok deneyim ve bilgi sahibi olmak.
Günah çıkarmak : 1. Hristiyanlıkta Allah’ın bağışlaması için papaza gidip tövbekar olmak. 2. Kötü davranışlarını, suçlarını açığa vurmak.
Günaha sokmak : 1. Ayartmak, kışkırtmak. 2. Birinin günah işlemesine yol açmak.
Günahına girmek : Bir kişiye söylemediği kötü bir lafın, yapmadığı kötü bir hareketin sorumluluğunu yükleyip, o kişiye çok büyük haksızlık etmek.
Gündeme gelmek : Üzerinde durulacak, konuşulacak bir konu durumuna gelmek.
Güneş banyosu : Vücudunu güneşlemek.
Güneş çarpmak (vurmak) : Yazın güneş altında çok fazla kaldığı için hastalanmak.
Güneşe karşı işemek : İyi, faydalı olana karşı çok kötü davranmak.
Günleri sayılı olmak : 1. Bir ortamda kalmak için ancak birkaç günü olmak. 2. Yakın zamanlarda ölecek olmak.
Gününü görmek : 1. Kadın için aybaşı olmak. 2. Kötü davranışlarının cezasını çekmek, mahvolmak. 3. Çocuklarının iyi, mutlu, huzurlu günlerini görmeli.
Gününü gün etmek : Dertlerinden sıyrılıp her gün eğlenmek.
Gürültüye getirmek (boğmak) : 1.Bir fikri, başka konularla uğraşıldığı için ele alamamak. 2. Kargaşadan faydalanarak istediğini yapmak.
Gürültüye gitmek : 1. Bir düşünce ya da bir işin, herkesin başka konularla uğraşması sebebiyle unutulması. 2. Gereksiz yere ziyan olmak.
Gürültüye (patırtıya) pabuç bırakmamak : Korkutmalara aldırış etmeden dilediği gibi davranmak.
Güvendiği dağlara kar yağmak (dal elinde kalmak) : 1. Mahvolmak, dar zamanda yadıma koşacağını sandığı kimselerden ya da kuruluştan yardım gelmeyeceği anlaşılmak. 2. Beklenmedik, aksi bir düşünceyle karşı karşıya gelmek.
Çok güzel olmuş.Kısa ve öz.Çok teşekkürler.Iyi günler. Kolay gelsin. :)