Edirne’de Yaşamış Hangi İslam Alimleri Vardır

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

KABÛLÎ MUSTAFA EFENDİ
Edirne velîlerinden ve Rufâî tarîkatı büyüklerinden. Doğum târihi bilinmemektedir. 1712 (H.1124) yılında Edirne’de vefât etti.

İlk tahsîli ve gençliğiyle ilgili bilgi bulunmamaktaysa da iyi bir tahsîl ve terbiye gördüğü anlaşılmaktadır. Edirne’de mahkeme başkâtibi olarak vazîfe yapmaktaydı. Devamlı velîlerin hayatlarını ve menkıbelerini okumakta ve hep onlar gibi olmaya gayret etmekteydi. Gönlü Allahü teâlânın sevgisi ile yanar, gece-gündüz ibâdetlerinde; “Yâ Rabbî! Beni evliyâdan eyle, senin velî kullarından olayım. Hiç olmazsa onlar gibi olayım.” diye duâ ve niyâzda bulunurdu.

Edirne’de Eski Câmi adı ile anılan bir câmi, şehrin müslümanların eline geçtikten sonra yapılan ilk mâbedi olarak bilinirdi. Bu îtibârla halkın nazarında özel bir yeri bulunuyordu. Bu sebeple Mustafa Efendi de namazlarını mümkün olduğu ölçüde Eski Câmide kılmaya gayret eder ve vâz dinlerdi. Bir gün öğle namazında yine Eski Câmiye gelince câminin hınca hınç dolu olduğunu gördü. Halk o güne kadar hiç görmediği bir zâtı dinler gibiydi. Mustafa Efendi içeri girip arka sırada güçlükle oturduğu esnâda vâiz efendi konuyu değiştirerek; “Allahü teâlânın velî bir kulu olmayı arzu eden bâzı insanlar vardır. Böyleleri, her hal ve hareketinde Allahü teâlâyı râzı ederse velîlerden olur.” demiş ve tekrar konusuna devâm edince, bu sözler Mustafa Efendiye tesir etti. Vazîfesinden istifâ ederek bir daha da hiç görmediği o vâizin kendine çizdiği yolda yürümeye başladı. Kendisini büsbütün doğruluğa ve ilme adadı ve mahlûkâtın hizmetine koştu.

Nerede bir yoksul görse maddî-mânevî yardımda bulunurdu. Yabâni ağaçları aşılardı. Yaralı ve sakat hayvanlara bakıp, yaralarını sarardı. Kimsesizlerin işlerini görmelerine yardım ederdi. Yaptığı işlere karşılık ücret almazdı. Her ânını Allahü teâlânın rızâsı için geçirirdi. Onun bu davranışlarına hayran olup etrâfında toplananlara veya kendisinden nasihat isteyenlere; “Dostlar! Her şey Rabbin sevgisinden var oldu. O vara hizmet, O büyük yâre hizmettir.” buyurdu.

“Kim olursa olsun, eliniz, aya?İnİz tutarken, gücünüzle hayra hizmet edin. Gücünüz yoksa, güler yüz ve tatlİ dille gönül alİcİ olun. Onu da yapamazsanİz kalbinizden iyilik dileyin. Rabbin sevdiklerine hizmet, Allahü teâlâya ibâdettir.”

Mustafa Efendi bu arada Selîmiye Câmii civarında bir dergâh yaptırdı. Sevenleri cemiyetteki kötülükleri düzeltip, herkese nasihat ettiğinden ve yine herkesi her hâliyle kabûl edip güzel muâmele gösterdiğinden kendisine Kabûlî hazretleri demeye başladılar.

Mustafa Kabûlî Efendi, zaman zaman değişik bir kıyâfetle geceleri şehri dolaşmaya çıkardı. İçki içip sarhoş olmuş kimseleri görünce onlara bu halden kurtulmak isteyip istemediklerini sorardı. Bunlardan pekçoğu yaptıkları işin yanlışlığını söyleyip keşke kurtulabilsek diye dert yanarlardı. O zaman Kabûlî Efendi; “Yarın Selîmiye Câmii yanındaki dergâha gidin. Orada bir şeyh efendi var. Size iş bulur, yardımcı olur. Bu halden kurtulursunuz.” derdi.

Ertesi gün bunlardan bâzıları türlü düşünceler içinde huzûra girerlerken isimleriyle çağıran bir velînin tesirli sözleriyle kendilerinden geçerlerdi. Her türlü kötülüğün bitip yeni bir hayâtın başladığına inanarak tövbe eder, gözyaşı dökerlerdi.

Daha evvelden bu gibi durumlar karşısında ne yapacağını plânlayan Kabûlî hazretleri sermâye sâhipleriyle görüşür, bu insanların her birine uygun bir iş yeri açılırdı. Böylece insanların kurtuluşuna vesîle olurdu.Mustafa Kabûlî hazretlerinin dergâhı bu şekilde kötü yoldan çekilen kimselerle dolup taşardı. Kabûlî hazretlerinin bu muhiblerine, sevenlerine söylediği sözlerden birkaçı şöyledir:

“Nefsinizin arzularİnİ terk edin, üzüntünüz, derdiniz da?İlsİn.”

“Her kişi kendini görüp bilmeye gelmiştir, görene, bilene ne mutlu.”

“Edepli yürü, hayâlı konuş, sendeki şeref, seni yaratanındır.”

“Bir kişiyi çamurdan kurtarmak, bir âileyi kurtarmak gibidir.”

“En büyük bahtiyarlık, insanlığının kıymetini bilmektir.”

“Gördüğün kişi, şâyet onu görür görmez sana Allahü teâlâyı hatırlatıyorsa, bilesin ki o, Allah’ın velîsidir.”

Kabûlî Mustafa Efendi, 1712 (H.1124) yİlİnda vefât ederek ismiyle anİlan dergâha defnolundu.Kenzü’l-Esrâr, Musiletü’l-Hidâye, MüŞkilküŞâ gibi eserlerle mürettep bir Dîvân’İ vardİr.

KAYNAKLAR

1) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.150

2) Edirne Evliyâları; s.18-22

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - takipcimx 1000 - buy youtube likes - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna - buy twitter followers - Cinsel sohbet - twitch takipçi satın al - toscanello - buy twitch live views - Kablo çekme vinçleri - instagram gizli hesap görme - Twitch viewer bot - Betnano - canlı casino siteleri - sms onay - http://www.cliniccommunicator.com/ - kaliteli likit - Vbet - Fixbet güncel giriş - Starzbet güncel giriş - eta saat - Hipercasino - Twitch viewer bot - sweet bonanza - vozol satın al - Betosfer - myislambook.com