O, İslam’ın ilk dönemlerinde Müslüman olmuş, son nefesine kadar da İslam’a hizmet etmiştir. Pek çok kez Peygamberimizin övgüsüne de mazhar olan Esma Validemiz, Asr-ı Saadet’in örnek kadınlardan biridir. Hz. Esma’nın babası, kocası, baba bir kardeşleri Allah yolunda en önde olan kişilerdi.
İsmi ve nesebi: Esma bt. Ebi Bekir Abdillah b. Osman et-Tey-miyye. Abdullah b. Ez-Zubeyr b. El-Awam et-Teymiyye’nin annesi, Ebu Bekir es-Sıddık radıyallahu anh’ın kızıdır. Annesi: Kutele veya Kuteyle bt. Abdiluzza’dır. Amir b. Luey oğullarından Kureyş’e mensuptur.
Mekke’de ilk müslüman olanlardandır. İbn îshak onun 18. müslüman olduğunu söylemiştir. Ez-Zübeyr b. El-Avvam onu nikahlamış ve oğlu Abdullah’a hamile olduğu halde hicret etmiştir. Küba’da doğurmuş ve oğlunun halife olduğu ve öldürüldüğü zamana kadar yaşamıştır. Bundan kısa bir süre sonra da vefât etmiştir. Künyesi: Zu’n-Nitakayn (iki kuşak sahibi) idi.
Ebu Ömer (b. Abdilberr) dedi ki: “Bu ismi ona Resûlullah sal-lallahu aleyhi ve sellem vermişti. Zira o, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hicret edeceği zaman sofra hazırlamış, bunu sarmak için kuşağını iki parçaya bölmüş, parçanın yarısıyla sofrayı sarmıştı. Diğer parçasını da kuşak olarak kullandı.” İbn İshak ve başkaları da böylece zikretmişlerdir.682
Derim ki: Kıssanın aslı Sahihu Müslim’de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e nisbet edilmeksizin geçmektedir. Nitekim Ebu Ömer bunu Ebu Nevfel b. Ebi Akrab tarikiyle isnad etmiş ve el-Haccac’a şöyle dediğini nakletmiştir:
“Benim Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem için yemek sardığım kuşağım vardı. Kuşak kadınlar için gereklidir.”
İbn Sad, Esma radıyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Medine’ye hicret etmek istediği zaman Ebu Bekir’in evinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem için sofra hazırladım. Ne yiyecekleri nede içecekleri bağlamak için bir şey bulamadım. Ebu Bekir’e:
“Kuşağımdan başka bir şey bulamadım!” dedim. O da:
“Kuşağını ikiye böl. Birisiyle yiyecekleri, diğeriyle de içecekleri bağla” dedi.”683 İsnadı sahihtir.
Bu isnad ile Urve’den, o da Esma radıyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Ez-Zubeyr beni aldığında, yeryüzünde ne parası ne kölesi hiç bir şeyi yoktu. Sadece atı vardı. Onun atını yemler, yiyecek temin eder, tımar eder, olgun hurma çekirdeklerini döver, yem haline getirir, su taşır ve alnını boncuklarla süslerdim… Bundan sonra babam Ebû Bekir kendisine Peygamberimizin gönderdiği hizmetçiyi bana verdi de hayvanlara bakmaktan kurtuldum.”
Zübeyr b. Bekar, bu kıssada şöyle demiştir: “Resûlullah sal-lallahu aleyhi ve selem ona:
“Allah senin bu kuşağın yerine sana cennette iki kuşak verecektir.” Bu yüzden ona: “Zatu’n-Nitakayn: iki kuşaklı” denildi.
Esma radıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem’den çok sayıda hadis rivayet etmiştir. Bunlar Sahihayn’de ve Sünen’lerde mevcuttur.
Kendisinden iki oğlu; Abdullah ve Urve, torunları; Abbad b. Ab dili ah, Abdullah b. Urve, Fatıma bt. El-Munzir b. Ez-Zubeyr, Abbad b. Hamza b. Abdillah b. Ez-Zubeyr, azatlısı Abdullah b. Key-san, İbn Abbas, Safîye bt. Şeybe, îbn Ebi Muleyke, Vehb b. Keysan ve başkaları rivayette bulunmuşlardır.
İbnu’s-Seken, Ebu’l-Mahyat Yahya b. Ya’la et-Teymî tarikiyle babası Ya’la’dan rivayet ediyor: dedi ki:
“İbnu’z-Zubeyr’in öldürülmesinden sonra Mekke’ye girdim. Orada onu asılmış olarak gördüm. Annesi Esma’yı da uzun boylu, gözlerini kaybetmiş ihtiyar bir kadın olarak gördüm. Gitti ve Hac-cac’m yanında durdu. Şöyle dedi:
“Şimdi şunu bineğinden indirmeyecek misin?” Haccac:
“O Münafık idi” dedi. Esma radıyallahu anha:
“Hayır vallahi münafık değildi. Çok oruç tutan ve çok namaz kılan birisiydi.” Haccac:
“Git başımdan, sen saçmalayan bir ihtiyarsın” dedi. O da:
“Hayır vallahi! Saçmalamıyorum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim:
“Sakif kabilesinden bir yalancı ve bir katil çıkacaktır.” Yalancıyı gördük. Katile gelince o da sensin” dedi. Bunun üzerine Haccac:
“Münafıkların katiliyim.” dedi.
İbn Sad hasen bir isnad ile İbn Ebi Muleyke’den rivayet ediyor: “Elini başına koyar ve şöyle derdi:
“Günahım Allah’ın bağışladıklarından daha çoktur”
Hişam b. Urve, babasından şöyle dediğim nakletmiştir: “Esma yüz yaşma geldiği halde bir tane dişi dahi düşmemişti ve bu-namamıştı.”
Ebu Nuaym el-Esbahani dedi ki: “Hicretten 27 sene önce doğdu. 24 yılının başlarına kadar yaşadı. Denildi ki: “Oğlunun ölümünden sonra yirmi gün yaşadı.” Başka şeyler de söylendi.