Hz. Fatıma (radıyallahü teâlâ anha), Resûlullah’ın ( aleyhisselâm ) Hazreti Hadîce-tül Kübrâ’dan olan dört kızından en çok sevdiği. Hazret-i Fâtıma, hicretten onüç sene önce, Mekke’de doğmuştu. Küçük yaşına rağmen, Peygamber efendimize yardım ediyor ve Kureyş kâfirlerinin işkencelerine karşı geliyordu.
Fâtımatu’z-Zehra Radıyallahu anha
Fatımatu’z-Zehra bt. Îmamu’l-Muttakin Resûlullah Muhammet! b. Abdillah b. Abdilmuttalib b. Haşim el-Haşimiyye. Allah babasına ve ehlibeytine salat ve selâm etsin.693 Künyesi: Umm Ebi-ha idi. Lakabı: ez-Zehra idi.
Babasından hadis rivayet etmiştir. Kendisinden de; iki oğlu ve babaları, Aişe, Umm Seleme, Selma Umm Rafi, Enes, mürsel olarak; Fatıma bt. El-Huseyn ve başkaları rivayette bulunmuşlardır.
Abdurrazzak, İbn Cureyc’den şöyle dediğini nakleder: “Birden çok kimse bana; Fatıma radıyallahu anha’nın Peygamber sal-lallahu aleyhi ve sellem’in en küçük ve en çok sevdiği kızı olduğunu söylediler”
Ebu Ömer (b. Abdilberr)694 dedi ki: “En küçük olanının hangisi olduğunda ihtilaf edildi. Yakînin sükun bulduğu husus; en büyüklerinin Zeyneb, sonra Rukiyye, sonra Umm Kulsum, sonra Fa-tıma olduğudur.”
Doğduğu yıl hakkında da ihtilaf edilmiştir. Vakıdî, Ebu Cafer el-Bakır tarikiyle el-Abbas’tan rivayet ediyor: “Fatıma doğduğunda Kâbe bina ediliyordu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem 35 yaşındaydı. El-Medaini de bu şekilde belirtmiştir.
Ebu Ömer (b. Abdilberr)695, Ubeydullah b. Muhammed b. Süleyman b. Cafer el-Haşimi’den şöyle dediğini nakletti: “Fatıma ra-dıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in doğumundan 41 yıl sonra doğmuştur. Fatıma radıyallahu anha’nın doğumu bi’setten bir sene veya daha fazlası gibi kısa bir zaman önce olmuştur. Fatıma radıyallahu anha Aişe radıyallahu anha’dan beşyaş kadar büyüktü. Ali radıyallahu anh ile 2. Yılın Muharrem ayının başlarında, Aişe radıyallahu anha’dan dört ay sonra evlenmiştir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in nesli sadece Fatıma radıyallahu anha ile devam etmiştir.
İbn İshak, Megaziyu’l-Kübra’smda îbn Ebi Necih yoluyla Ali radıyallahu anh’den rivayet ediyor: Ali radıyallahu anh Fatıma ra-dıyallahu anha’ya talip olunca Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem ona:
“Yanında bir şey var mı?” dedi.
“Hayır” cevabını verdi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve seli em:
“Payına düşen zırhı ne yaptın?” buyurdu.696 Bu zırh Bedir ganimeti olarak ona düşmüştü.
İbn Sad697, Cafer b. Muhammed’den, o da babasından rivayet ediyor: “Ali radıyallahu anh, mehir olarak Fatıma radıyallahu anha’ya demir zırhını verdi.” ‘
İkrime şöyle demiştir: Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem, Ali ile Fatıma radıyallahu anhuma’yı evlendirirken:
“Ona hutamî zırhını ver” buyurdu. Bu rivayetin isnadı sahih olup mürseldir.
İbn Sad, Vakıdî’den, Ebu Cafer tarikiyle rivayet ediyor: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ebu Eyyub radıyallahu anh’m evine indi. Ali radıyallahu anh’ı, Fatıma radıyallahu anha ile evlendirince ona dedi ki:
“Bir ev araştır ve gerdek işini ertele.” O da Fatıma radıyalla-hu anha’ya geldi ve Fatıma radıyallahu anha ona:
“Harise b. En-Numan ile konuş!” dedi. O da:
“Harise’nin evinden ayrılmasını istemekten çekiniyorum.” dedi. Bu Harise’ye ulaşınca geldi ve dedi ki:
“Ey Allah’ın Resûlü! Vallahi benden onu almanı bana bırakmandan daha çok isterim.” Bunun üzerine Resûlullah:
“Doğru söyledin. Allah sana mübarek kılsın.” buyurdu. Böylece Harise evini Ali ve Fatıma radıyallahu anha’nın yerleşmeleri için bıraktı.
Ömer b. Ali yoluyla gelen rivayette şöyle demiştir: “Ali radı-yallahu anh ile Fatıma radıyallahu anha Medine’ye geldikleri yılın Receb ayında evlendiler. Ali radıyallahu anh Bedir’den dönünce gerdeğe girdi. O gün Fatıma radıyallahu anha 18 yaşında idi.”
Aişe radıyallahu anha şöyle demiştir: “Babası hariç, Fatı-ma’dan daha faziletli kimse görmedim.” Bunu Taberani, Mu’ce-mu’l-Evsat’ta Buhari ve Müslim’in şartlarına göre sahih olan bir isnadla rivayet etmiştir.
İbn Abbas radıyallahu anhuma şöyle demiştir: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dört çizgi çizdi ve şöyle buyurdu:
“Cennetlik kadınların en üstünleri Hadice, Fatıma, Meryem ve Asiye’dir.”
Ebu Yezid el-Medaini, Ebu Hureyre radıyallahu anh’den merfuan rivayet ediyor:
“Alemlerin en hayırlı kadınları şu dört kimsedir: Meryem, Âsiye, Hadîce ve Fatıma.”
Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh’den merfuan gelen rivayette: “Meryem olmasaydı cennet kadınlarının efendisi Fa-tıma olurdu” buyrulmuştur.
Sahihayn’de el-Misver b. Mahrame’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in minber üzerinde şöyle buyurduğunu işittim:
“Fatıma benden bir parçadır. Ona eziyet veren bana eziyet vermiş olur. Onu sevindiren beni sevindirmiş olur.”698
Ali radıyallahu anh rivayet ediyor: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Fatıma radıyallahu anha’ya şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki Allah senin rızan ile razı olur, senin öfkenle öfkelenir”
Ed-Dûlabî, Zürriyetu’t-Tahira adlı eserinde iyi bir isnad ile Abdullah b. Burayde’den o da babasından rivayet ediyor:“Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ali radıyallahu anh’m Fatıma radıyallahu anha ile gerdeğe girdiği gece şöyle buyurdu:
“Benimle karşılaşıncaya kadar hiçbir şey konuşma.” Su istedi ve abdest aldı. Sonra onların üzerine su saçarak şöyle buyurdu:
“Allah’ım! İkisi hakkında mübarek kıl. Kendileri için ve nesilleri için mübarek kıl.”699
Ümm Seleme radıyallahu anha dedi ki: “Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden günâh kirini gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor.” (Ahzab 33) ayeti benim evimde nazil oldu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Fatıma, Ali, el-Hasen ve el-Huseyn’i çağırttı.
“İşte bunlar ehli beytimdir” buyurdu.700 Bunu Tirmizi ve Müstedrek’te Hakim rivayet etmiş, “Müslim’in şartına göre sahihtir” demiştir.
Mesruk, Aişe radıyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Fatıma yürüyerek geldi. Yürüyüşü tıpkı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yürüyüşü gibiydi. Resûlullah ona:
“Merhaba ey kızım”701 buyurdu. Sonra onu sağ yanma oturttu. Ona gizlice bir şey söyledi. Bunun üzerine Fatıma ağladı. Sonra gizlice bir şey daha söyledi. Bu defa Fatıma güldü. Dedim ki:
“Senin hüzünden sevince bu kadar hızlı geçtiğin bir gün görmedim” Ona Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ne söylediğini sordum. Bana şöyle dediğini haber verdi:
“Muhakkak ki Cibril Kur’ân-ı bana her sene bir defa arz ederdi. Fakat bu sene iki defa arz etti. Ecelimin yaklaştığını görüyorum. Muhakkak ki sen ehli beytimden bana kavuşacak ilk kimsesin. Ben senin için ne güzel bir selefim” buyurdu ve ağladım. Sonra şöyle buyurdu:
“Alemlerin kadınlarının efendisi olmaya râzı olmaz mısın?”702 bunun üzerine güldüm.”Ümm Seleme radıyallahu anha dedi ki: Fatıma radıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e geldiğinde ona bunu sordum. Fatıma radıyallahu anha dedi ki:
“Bana bu sene vefât edeceğini haber verdi, bunun üzerine ağladım. Sonra şöyle buyurdu:
“Meryem dışında Cennet kadınlarının efendisi olmak seni sevindirmez mi?” bunun üzerine de güldüm.” Bunu Ebu Ya’la rivayet etmiştir.703
İbn Ebi Asım, Ali radıyallahu anh’den rivayet ediyor: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Fatıma’ya şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki Allah senin öfkenle öfkelenir ve rızan ile râzı olur.”704
Tirmizi705, Zeyd b. Erkam radıyallahu anh’den rivayet ediyor: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ali, Fatıma, el-Hasen ve el-Huseyn ile harp edenle harp ederim, onlarla barışanla barışırım.”
Ebu Ömer706, Fatıma radıyallahu anha’nm vefât kıssasında şöyle nakletmiştir: “Fatıma radıyallahu anha, Ali radıyallahu anh’e kendisinin cenazesini Esma bt. Umeys ile birlikte yıkamasını vasiyet etti.” İbn Fethun bunu uzak görmüş ve şöyle demiştir:
“Zira Esma radıyallahu anha o sırada Ebu Bekir radıyallahu anh’m hanımı idi. O halde Ali radıyallahu anh ile birlikte Fatıma radıyallahu anha’mn cenazesini yıkama işinde nasıl bulunabilir?”
Ahmed’in rivayetinde Esma radıyallahu anha onu ölümünden kısa bir zaman önce yıkadığı geçer. Bu da uzak bir ihtimaldir.
Nitekim Sahih’te Aişe radıyallahu anha’dan sabit olduğuna göre Fatıma radıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem’den sonra altı ay yaşamıştır.
Vakıdî dedi ki: “Sabit olan budur.”
el-Humeydi, Amr b. Dinar’dan rivayet eder: Fatıma radıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra üç ay kaldı.”707 Başkaları: dört ay veya iki ay yaşadığını söylediler. Ed-Dulabî’nin Zürriyetu’t-Tahira adlı eserinde şöyle geçer:
“Fatıma radıyallahu anha, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in vefatından sonra 95 gün yaşadı.” Abdullah b. El-Haris ise: “Sekiz ay yaşadı” demiştir.
İbn Sad ve Ahmed b. Hanbel Ümm Rafı radıyallahu anha’dan rivayet ediyorlar:
“Fatıma radıyallahu anha hastalandı. Gün geçtikçe ölüme yaklaşıyor ve bana şöyle diyordu:
“Ey anneciğim, gusletmem için bana su dök.” Güzelce yıkandı. Sonra yeni elbiseler giydi. Sonra şöyle dedi:
“Döşeğimi odanın ortasına ser” Döşeği serilince kıbleye yönelerek yattı. Şöyle dedi:
“Ey anneciğim! Muhakkak ki vefât edeceğim saat geldi. Guslettim. Kimseye sargımı açma.” Sonra vefât etti. Ali radıyallahu anh geldi ve ona haber verildi. O da onu taşıyarak kendisinin gus-lü ile defnetti.708
İbn Sad, Muhammed b. Musa tarikiyle rivayet ediyor: “Fatı-ma radıyallahu anha’mn cenazesini Ali radıyallahu anh yıkadı.”
Ubeydullah b. Ebi Bekir yoluyla Amre radıyallahu anha’dan şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Fatıma radıyallahu anha’mn cenaze namazını el-Abbas ra-dıyallahu anh kıldırdı. Ali ve Fadl b. Abbas radıyallahu anhum onu kabrine indirdiler.”
El-Vakıdî, Şa’bî’den rivayet ediyor: “Fatıma radıyallahu an-ha’nın cenaze namazını Ebu Bekir radıyallahu anh kıldırdı.” Bu rivayetin isnadında zayıflık ve kopukluk vardır. Nitekim terk edilmiş ravilerden biri bunun benzerini Malik’ten, o da Cafer b. Mu-hammed’den rivayet etmiştir. Darekutni ve İbn Adiy bu rivayetin zayıflığını açıklamışlardır.İbn Sad709, Ali radıyallahu anh’den rivayet ediyor: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, kızı Fatıma’yı benimle evlendirdiklerinde onunla birlikte içi hurma lifleriyle doldurulmuş bir deri yastık, nakışlı bir kadife kumaş, iki değirmen taşı, iki testi ve bir de su kabı gönderdiler. Bir gün Fatıma’ya
“Allah’a yemin ederim ki bugün çektiğim sulardan göğsüm ağrıdı. Allah Teâlâ, babana birçok ganimetler vermiştir. Gidip ondan bizim için bir hizmetçi istesen!” dedim. O da
“Vallahi değirmen çevire çevire benim de ellerim yara-bere içinde kaldı” dedi. Sonra kalkıp babasının yanına gitti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ey Fatma! Niçin geldin?” diye sorduğunda Fatıma radı-yallahu anha:
“Sana selâm vermek için geldim” dedi. Utandığından hiç bir-şey söylemeden geri döndü. Ne yaptığını sorduğumda:
“Utandım ve bu yüzden de birşey isteyemedim” cevabını verdi. Bunun üzerine ikimiz birlikte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in yanma vardık. Huzuruna girdiğimizde ben:
“Ey Allah’ın Resûlü! Su çekerken göğsüm ağrıdı” dedim. Fa-tıma da:
“Değirmen çevire çevire ellerim yara-bere içinde kaldı. Allah Teâlâ sana bol ganimet vermiştir. Bize bir hizmetçi veremez misin?” dedi. O zaman Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şunları söyledi:
“Allah’a yemin ederim ki açlıktan kıvranan ve karınlarına taş bağlayan Suffa ashabına verecek bir şey bulamazken size hizmetçi veremem. Ben ele geçirilen köle ve eari-yeleri satıp gelirini onlara infak edeceğim”. Bunları duyduğumuzda ikimiz birlikte geri döndük. Biraz sonra da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bize geldi. Biz o sırada yatağımıza girmiş kadife kumaş parçasını da üzerimize çekmiştik. Ancak başımıza doğru çektiğimizde ayaklarımız, ayaklarımızı örttüğümüzde de baş tarafımız açıkta kalıyordu. Onu gördüğümüzde yataktan çıkmaya davrandık. Peygamber bize engel olarak:“Hayır kalkmayın! Size benden istediğiniz şeyden daha hayırlısını haber vermemi ister misiniz?” buyurdu.
“Evet ey Allah’ın Resûlü!” dediğimizde de şöyle buyurdu:
“Size, Cebrail’in bana öğretmiş olduğu bazı kelimeleri öğreteceğim: Her namazdan sonra onar kere Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahu ekber deyiniz. Yataklarımıza girdiğinizde de Sübhanâllah ve Elhamdülillah kelimelerini otuz üçer kere, Allahu ekber kelimesini de otuz dört kere söyleyiniz” Allah’a yemin ederim ki bu kelimeleri Peygamber sal-lallahu aleyhi ve sellem’den işittiğim günden beri bir gün olsun terketmedim.”
Ali radıyallahu anh’ın yukarıdaki sözlerini dinlemiş olan Ib-nü’l-Kevvâ ona:
“Ey Ali! Bu kelimeleri Sıffin gecesinde de mi terketmedin?” diye sordu. Ali radıyallahu anh de:
“Allah Teâlâ siz Irak halkını kahretsin! Evet, Sıffin gecesinde de terketmedim” dedi.
Amr b. Said şöyle anlatmıştır: Ali radıyallahu anh Fâtıma’ya karşı sert davranırdı. Bunun üzerine Fâtıma radıyallahu anha:
“Vallahi, seni Resûlullah’a şikâyet edeceğim” dedi. Fâtıma radıyallahu anha yürümeye başladı. Ali radıyallahu anh de onun arkasından yürüdü ve onun konuşmasını duyabileceği bir yerde durdu”. Fâtıma radıyallahu anha, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e Ali’nin sert olduğunu söyledi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
“Kızım! Duy, dinle ve şunu bil ki: kocasının arzusuna uymayan bir kadın kadın değildir” buyurdu. Bu sırada Ali ra-dıyallahu anh sessiz dinliyordu. Ali radıyallahu anh dedi ki:
“Yaptığımdan vazgeçtim ve “Vallahi bir daha onun hoşlanmadığı hiçbir şeyi yapmam” dedim.”
Hubeyb b. Ebi Sabit dedi ki: “Ali ile Fatıma radıyallahu an-huma arasında bir söz geçmişti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geldi ve ikisinin arasını düzeltinceye kadar uğraştı. Sonra gitti. Ona denildi ki:
“Sen bir haldeyken girdin ve yüzünde sevinç alameti gördüğümüz şekilde çıktın.” Bunun üzerine şöyle buyurdu:
“En sevdiğim iki kişinin arasını düzelttim.”
Vakıdî, kendi isnadıyla Ebu Cafer’den rivayet ediyor: “el-Ab-bas radıyallahu anh Ali ile Fatıma radıyallahu anhuma’nın yanlarına girdi. Fatıma radıyallahu anha:
“Ben senden büyüğüm” diyordu. Bunun üzerine Abbas radı-yallahu anh:
“Fatıma, Kureyş’in Kâbe’yi bina ettiği sırada doğdu. Ali ise bundan birkaç sene önce doğdu” dedi.
Vakıdî dedi ki: “Fatıma radıyallahu anha 11. yılın Ramazan ayından 3 gün kala, Salı gecesi vefât etti.”
Amre radıyallahu anha tarikiyle şöyle dediğini rivayet eder: “Fatıma radıyallahu anha’nm cenaze namazını Abbas radıyallahu anh kıldırdı. Kabrine Ali ile Fadl radıyallahu anhuma indirdiler.”
Ali b. El-Huseyn tarikiyle gelen rivayette şöyle demiştir: “Fa-tıma radıyallahu anha’mn cenaze namazını Ali radıyallahu anh kıldırdı ve onu gece vakti defnetti.”710
İbn Abbas radıyallahu anhuma’ya sorulduğunda da böyle cevap verdiği zikredilmiştir.
Vakıdî dedi ki: “Abdurrahman b. Ebi’l-Mevali’ye: “İnsanlar diyorlar ki:
“Fatıma radıyallahu anha’mn kabri el-Bakî’dedir” dedim. O da şöyle dedi:
“O ancak Akil’in evinde bir köşeye defnedildi. Yol ile onun kabri arasında yedi zira’ mesafe vardır.”
692 El-İsabe (11579) Usdu’l-Gabe (7175) Tecridu Esmai’s-Sahabe (2/294)
693 Taberani (22/985)
694 El-İstiab (4/1893)
695 El-İstiab (4/1893)
696 Ebu Ya’la (1/503) Mecmau’z-Zevaid (2/283)
697 Tabakat (8/11)
698 Tirmizi (3867)
699 Taberani (2/1153) Mecmau’z-Zevaid (9/209)
700 Müslim (6170) Tirmizi (3724)
701 Usdü’l-Gabe (5/366)
702 Buhari (3623) Ahmed (6/282) İbn EbiAsım el-Âhad ve’l-Mesani (5/367)
703 Ebu Ya’la (12/6743)
704 El-Âhad ve’l-Mesani (5/363)
705 Tirmizi (3870)
706 El-İstiab (4/1899)
707 Taberani (22/989) Mecmau’z-Zevaid (9/11) İbn Ebi Asım el-Ahad ve’l-Mesani (5/355) Camiu’l-Mesanid (16/36)
708 Taberani (22/996) Mecmau’z-Zevaid (9/211)
709 Tabakat (8/16)
710 Taberani (22/996) Mecmau’z-Zevaid (9/211) el-âhad ve’l-Mesani (5/356)