Ümmü Eymen (r.anha), yaşamını Peygamberimiz’in en yakınında geçiren sahabe kadınlardan biridir. Peygamber Efendimize dadılık yapmış ve “Annemden sonra annemdir” iltifatına mazhar olmuş mübarek kadın Sahabedir.Allah ve Resulü’nün sevgi ve rızasına mazhar olan bu yüce ve cennetlik kadın, iftihar dolu bir hayatın ardından, takriben seksen yaşlarında, ikinci halifenin hilafetinden sonra, üçüncü halifenin hilafetinin başlarında vefat etti ve Resulullah’ın kendisine vaat ettiği cennete ve bir ömür hizmet ettiği Resulullah’ın huzuruna kavuştu. Allah-u Teala ondan razı olsun ve şefaatine bizleri de nail eylesin. Amin
Resûlullah’ın azatlısı ve bakıcısıdır. Ebu Ömer dedi ki: “İsmi Bereke bt. Salebe b. Amr b. Hısn b. Malik b. Seleme b. Amr b. En-Numan. Ona Ummu’z-Zibba denilirdi.
İbn Ebi Hayseme, Süleyman b. Ebi’ş-Şeyh’ten naklen dedi ki: “Ümmü Eymen’in ismi Bereke’dir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in annesinin kölesi idi. Resûlullah onun hakkında:
“Ümmü Eymen, annemden sonra annemdir”767 buyurmuştur.
Ebu Nuaym dedi ki: “Onun Hadice radıyallahu anha’nın kız-kardeşine ait iken Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bağışladığı söylenmiştir.”
İbn Sad dedi ki: “Ümm Eymen’in Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e annesinden miras kaldığını ve Hadice radıyallahu anha ile evlenince onu azat ettiğini söylediler. Ümm Eymen radı-yallahu anha Haris b. El- Hazrec oğullarından Ubeyd b. Zeyd ile evlendi. Ondan Eymen adlı oğlu oldu. O da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in sahabesinden olup Hayber Savaşına katılmıştır. Zeyd b. Harise de Hadice radıyallahu anha’nın kölesi idi. Onu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bağışlayınca azat etmiştir. Biset’ten sonra onunla Ümm Eymen radıyallahu anha evlenmiştir. Ondan da Usame radıyallahu anh doğmuştur.” Sonra Vakı-dî’den isnadıyla, Sad b. Bekir oğullarından bir şeyh’ten şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ümmü Eymen radı-yallahu anha’ya:
“Ey anne!” derdi. Ona baktığı zaman:“Ehli beytimden bu kaldı” derdi.
İbn Sad, Osman b. El-Kasım’dan rivayet ediyor: “Ümmü Ey-men radıyallahu anha hicret ettiği zaman Ravha yakınlarında ge-celemişti. Çok susamıştı. Yanında bir damla dahi su yoktu. Oruç tutuyordu. Susuzlukla mücadele etti. Gökten beyaz bir urgana bağlanarak sarkıtılmış bir kova gördü. Kovanın yanına gitti. İçi tamamiyle, berrak ve buz gibi su ile doluydu. Kana kana içti. Tamamen susuzluğu geçti ve rahatladı. Ümmü Eymen radıyallahu anha şöyle derdi:
“Oruçlu iken susuz kalmıştım. Bundan sonra bir daha hiç susamadım.” İbnu’s-Seken bunun benzerini rivayet etmiştir.
Ümmü Eymen radıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e latife ederdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Kim cennetlik bir hanımla evlenmek istiyorsa Ümmü Eymen ile evlensin.” Bunun üzerine Zeyd b. Harise radıyallahu anh onunla evlenmiştir.
Begavi ve İbnu’s-Seken Mekhul’den rivayet ediyorlar: “Ümm Eymen Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in bakıcısı idi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ehli beytinden birine:
“Seni sarhoş edici şeylerden sakındırırım..” buyurdu. İbnu’s-Seken bunun mürsel olduğunu belirtmiştir.
Tarih’inde Buhari, Müslim ve İbnu’s-Seken, Zühri’den rivayet ediyorlar:
“Ümmü Eymen radıyallahu anha, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in babası Abdullah b. Abdilmuttalib’in hizmetçisi idi. Habeş’li idi. Amine, babasının vefatından sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i doğurunca, Ümmü Eymen büyüyünce-ye kadar ona baktı. Sonra onu Zeyd b. Harise nikahladı.”768
Ahmed, yine Buhari ve İbn Sad, Enes radıyallahu anh’den rivayet ediyorlar:
“Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e kendi arazîsinden hurmalıkları veriyordu. Kureyza ile Nadir fethedilinceye kadar böyle devam etti. Artık bundan sonra, verdiklerini adama
iâde etmeye başladı. Bana da ailem, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e giderek o adamın ailesinin verdiklerini yahut bir kısmını istememi söylediler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onları Ümmü Eymen’e vermişti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim. O da bana bu hurmaları verdi. Derken Ümmü Ey-men gelerek elbiseyi boynuma çaldı. Ve:
“Vallahi onları sana vermeyiz! Onları bana vermişti!” dedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ey Ummü Eymen! Bırak onu! Sana da filân ve filân şeyi veriyorum!” buyurdu. Ama Ümmü Eymen de:
“Asla! Kendisinden başka ilâh olmayan Allah’a yemîn olsun!” diyordu. Artık şunu da veriyorum diye diye nihayet kendisine o hurmaların on mislini yahut on misline yakınını verdi.769
İbnu’s-Seken, Ümmü Eymen r.anha’dan rivayet ediyor:
“Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in gece içine idrarını yaptığı bir kabı vardı. Sabah olunca ben onu dökerdim. Bir gece ben uyurken susadım ve yanlışlıkla bu kaptakini içtim. Bunu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e anlatınca şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki bugünden sonra sen karın ağnsı çekmeyeceksin”770
Derim ki: Muhtemelen bu, Ümm Habibe’nin hizmetçisi Bere-ke’nin kıssasından başka bir kıssadır. Nitekim onun hâl terceme-sinde bu kıssa nakledilmiştir. Lâkin İbnu’s-Seken bu hadise dayanarak, Ümm Habibe’nin hizmetçisi olan Bereke’ninde Ümmü Eymen ile künyelendiğini iddia etmiştir. En doğrusunu Allah bilir.
İbnu’s-Seken, Enes radıyallahu anh’den rivayet ediyor: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ümmü Eymen radıyallahu an-ha’nın yanına girerdi. O da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e süt ikram ederdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ya oruçlu olur, ya da:
“Canım istemiyor” derdi. Bunun üzerine gülerek geri dönerdi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefât edince halk, Ebu Bekr radıyallahu anh’e Resûlüllah’ın halîfesi olarak biat ettiler. Ebu Bekir r.anh, Ömer İbnu’l-Hattab radıyallahu anh’a:
“Gel, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı gibi Ummu Eymen’i ziyarete gidelim” dedi. Yanma girdiklerinde Um-mu Eymen ağladı. Onlar sordular:
“Ağlıyor musun? Allah’ın katında olanlar Resûlü için daha hayırlıdır.” Ummu Eymen radıyallahu anha şöyle cevap verdi:
“Semâdan gelen vahyin kesilmesine ağlıyorum.” Ağlaması onları da hislendirdi ve onunla birlikte onlar da ağlamaya başladılar.
Müslim, Ahmed ve Ebu Ya’la bu rivayet yolundan naklettiler. Oradaki lafız şöyle geçer:
“Lâkin ben vahyin bizden kaldırılmış olmasına ağlıyorum”771
Yahya el-Hammani Müsned’inde ve Ebu Nuaym, Ummü Eymen radıyallahu anha’dan rivayet ediyorlar: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu
“Hırsızın eli ancak zarar verdiğinde kesilir”772 Bu miktar Peygamber zamanında bir dinar veya on dirhem olarak değerlendirilirdi.” Bu rivayetin isnadı eleştirilmiştir.
Taberani773 Ummü Eymen radıyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Bana mescitten örtüyü ver” dedi. Ben de:
“Ben hayızlıyım” dedim.
“Hayızm senin elinde değil ki”774 buyurdu. Bu rivayetin isnadında kopukluk vardır.
İbn Sad sahih isnad ile Tarık b. Şihab’dan rivayet ediyor: “Peygamber vefât edince Ümmü Eymen r.anha ağladı. Ona:
“Neden ağlıyorsun?” denilince şöyle cevap verdi:
“Semanın haberinin kesilmesine ağlıyorum.”Ömer radıyallahu anh vefât ettiğinde de ağlayan Ümmü Ey-men’e bunun sebebini sorduklarında şöyle dedi:
“Bugün İslâm zayıfladı.”
Vakıdî dedi ki: Ümmü Eymen radıyallahu anha Osman radı-yallahu anh’m halifeliği zamanında vefât etti.
İbnu’s-Seken, sahih isnad ile Zühri’den rivayet ediyor: “Ümmü Eymen radıyallahu anha Resûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem’den beş ay sonra vefât etti.” Bu rivayet mürseldir. Tarık b. Şi-hab rivayetine de aykırıdır. O, Ömer radıyallahu anh’m öldürülmesinden sonra söylediği sözü nakletmiştir. Bunun isnadı mevsul olup en kuvvetlisidir. İbn Mende ve başkaları bu rivayete dayanmışlardır. İbn Mende, Ümmü Eymen radıyallahu anha’nın Ömer radıyallahu anh’den yirmi gün sonra vefât ettiğini de eklemiştir. İbnu’s-Seken, iki kavli şöyle birleştirmiştir:
“Zühri’nin bahsettiği Ümmü Eymen, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in azatlısı olandır. Tarık b. Şihab’m zikrettiği ise Ümmü Habibe’nin azatlısı Bereke’dir. Her ikisinin de ismi ve künyesi aynı idi.” Bu ihtimal dâhilindedir.
766 El-İsabe (11894) Usdu’l-Gabe (7363) Tecrid (2/313)
767 İbn Sad (8/232)
768 Buhari (2630) Müslim (4578)
769 Buhari (3128, 4030) Müslim (4579) Ahmed (3/219)
770 Hakim (1/167) Beyhaki (1/99) Taberani (24/477) İbn Kesir Camiu’l-Me-sanid (16/168)
771 Ebu Ya’la (3/219)
772 Mecmau’z-Zevaid (6/274)
773 Taberani (25/224)
774 Müslim, Ebu Davud (261) Tirmizi (271) Nesai (382)