EBÛ İSHÂK EL-FEZÂRÎ
Sekizinci yüzyılda Kûfe ve Şam taraflarında yaşamış olan evliyâdan ve İslâm âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, İbrâhim bin Muhammed bin Hâris’dir. Ebû İshâk künyesiyle ve Fezârî nisbesiyle meşhur olmuştur. Kûfe’de doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 802 (H.186) senesinde Masîsa şehrinde vefât etti.
Kûfe’de dünyâya gelen Ebû İshâk el-Fezârî, küçük yaşta tahsîle başladı. Şam’a gelerek, o beldenin âlimlerinden ilim tahsîl etti. Hadîs ilmini öğrendi. Tâbiînden Humeyd et-Tavîl, Ebû Tıvâle, Ebû İshâk es-Sebiî, İmâm-ı A’meş, Mûsâ bin Ukbe, Yahyâ bin Saîd el-Ensârî, İmâm-ı Mâlik, Şû’be bin Haccâc, Süfyân-ı Sevrî gibi büyüklerle görüşüp, onlardan ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti. İmâm-ı Evzâî hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. Hadîs, fıkıh ilimlerinde imâm ve sika, güvenilir bir zât oldu. Pekçok kimse ondan ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. Muâviye bin Amr, El-Ezdî, Zekeriyâ bin Adiy, Ebû Üsâme, Muhammed bin Selâm el-Bîkendî, İbn-i Mübârek, Muhammed bin Kesîr el-Masîsî gibi zâtlar bunlardandır.
Zâhirî ilimlerde yüksek bir âlim olan Ebû İshâk el-Fezârî hazretleri, sünnet-i seniyyeye tam tâbi olmak sûretiyle kalb ilimlerinde de ilerledi. Fazîlet sâhibi ve güzel ahlâklı bir velî oldu. Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem sünnetine son derece bağlı olan Ebû İshak el-Fezârî, bid’atlere, Peygamber efendimiz ve eshâbı zamanında olmayıp da sonradan dîne ibâdet olarak sokulan şeylere şiddetle karşı çıktı. Bulunduğu şehrin sınırları içine bid’at sâhibi biri girse, onun derhal dışarı çıkartılması için çalışırdı. Beyrut civârında bulundu. İnsanlara İslâm dîninin emir ve yasaklarını anlattı. Edebi ve Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem sünnetini öğretti.
İlim ve fazîletteki yüksek derecesi, zamanında yaşayan âlim ve velîler tarafından takdir edildi. Şöhretini duyan halîfe Hârûn Reşîd, insanlara İslâmiyeti anlatması için onu Bağdât’a dâvet etti. Bağdât’a giderek insanlara faydalı olmaya çalışan Ebû İshâk el-Fezârî’ye, halîfe çok iltifât ve ihsânlarda bulundu.
Bağdat’ta bulunduğu sırada namaz vakitlerinin hesaplanmasında ilk defâ usturlâb âletini kullandı. Namaz vakitlerinin hesaplanmasıyla ilgili geniş çalışmalar yaptı. Astroloji üzerine bir kasîde yazdı. Gerçek zevâl (öğle) vaktinin ölçümüyle ilgili bir eser hazırladı.
Halîfenin ve sarayın çevresinde yaşadığı hayat onu sıktığı için insanlardan uzak bir hayat yaşamayı tercih ederek Bağdat’tan ayrıldı. Masîsa şehrine yakın bir yerde, insanlardan uzak münzevî bir hayat sürdü. Tenhâ yerlerde sâde olarak yaşamayı tercih etti.
Ebû İshâk, Ehl-i sünnet bilgilerini yayarak, hakîkî müslümanlara yardım ederdi. Doğru yoldan kaymış bid’at sâhiplerini, nakle dayanan vesikalarla cevap vererek sustururdu.
Abdurrahmân bin Mehdî; “İmâm-ı Evzâî ile İmâm-ı Fezârî hadîs ilminde imâmdır. Onların rivâyet ettikleri hadîslerin sıhhatine, hiç düşünmeden, rahatlıkla emin olabilirsiniz.” buyurdu.
Fudayl bin İyâd hazretleri de; “Rüyâmda Peygamber efendimizi gördüm. Oturuyorlardı. Yanlarında, oturulacak boş bir yer vardı. O yere oturmak üzere yaklaştım. Bana buyurdu ki: “Bu boş yer Ebû İshâk Fezârî içindir.”
Üstün ilmine ve şöhretine rağmen insanlar tarafından medhedilmekten hoşlanmayan Ebû İshak Fezârî buyurdu ki:
“Bâzı kimseler, insanlar tarafından medholunmayı seviyorlar. Halbuki, Allahü teâlânın rızâsı yanında, insanların övmelerinin, hiç kıymeti yoktur.”
Allahü teâlânın kullarının kendilerine verilen nîmetlere şükretmesi gerektiğini bildiren Ebû İshâk Fezârî buyurdu ki:
“Bir nîmete kavuşan kimse Elhamdülillahi alâ küllî hâl duâsını okursa, o nîmete şükretmiş olur. Bir musîbetle karşılaşınca bu duâyı okursa, o musîbete sabretmiş olur.”
Ebû İshâk el-Fezârî hazretleri ömrü boyunca Allahü teâlânın emir ve yasaklarını, Peygamber efendimizin sünnet-i seniyyesini öğrenmek, öğretmek ve yaşamakla meşgul oldu. Masîsa’da bulunduğu sırada 802 (H.186) senesinde vefât etti. Vefât târihi hakkında başka rivâyetler de vardır.
Ebû İshak el-Fezârî’nin siyer ve megâzî ilmine dâir Kitâbü’s-sîre fil-Ahbâr vel-Ahdâs adlı iki cildlik bir eseri vardır.
KAYNAKLAR
1) Hilyetü’l-Evliyâ; c.8, s.253
2) Ravdü’r-Reyyâhîn; s.114
3) El-A’lâm; c.1, s.59
4) Şezerâtü’z-Zeheb; c.1, s.307
5) Tezkiretü’l-Huffâz; c.1, s.283
6) Tehzîbü’t-Tehzîb; c.1, s.153
7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.2, s.166