SÂDIK EFENDİ
Kayseri âlim ve velîlerinden. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda yaşamıştır. Babası, sâlih bir zât olan Mehmed Sâdık Efendidir. 1768 (H.1182) senesinde Kayseri’de doğdu. 1849 (H.1266) senesinde aynı şehirde vefât etti. Kabri, Kurşunlu Câmii minâresi yakınındadır.
Kayseri’nin Hasbek Mahallesindeki Kavaklı Ev adıyla bilinen evlerinde dünyâya gelen Sâdık Efendi, ilk öğrenimini babasından gördü. Küçük yaşta Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Dokuz yaşındayken babası Mehmed Sâdık Efendi vefât edince, ağabeyi İbrâhim Efendinin terbiyesinde kaldı. Sonra büyük ağabeyi Ahmed Efendi ile birlikte Ürgüp’e geldi. Ahmed Efendi, kardeşi Sâdık Efendinin yetişmesi için gayret etti. Ürgüplü Hacı Mustafa Efendinin Derslerine devâm etti.Ağabeyi vefât edince, Amasya’ya giderek, tahsîlini Hilfet Gâzi Medresesinde tamamlamaya çalıştı.
Sonra Ankara’ya gelip halk arasında ilim ve fazîleti ile meşhûr Kara Sâlih Efendinin ders halkasına dâhil oldu. Bilâhare İstanbul’a gelerek meşhûr âlim Fenârî Hâşiyesi sâhibi Abdullah Efendinin derslerine devâm etti.İlim ve fazîlette yüksek derece sâhibi oldu. 1816 senesinde İstanbul’da rüûs imtihanını kazanarak Kayseri Pervâne Bey Medresesi Müderrisliğine tâyin edildi. Kayseri’ye döndüğü sırada Erzincanlı Hacı Süleymân Efendinin derslerine de devâm ederek, icâzet, diploma aldı.
Seyfullah Efendi Câmii İmâm-hatipliği vazîfesini de yürüttü. Serçeoğlu Câmiinde vâz ve nasîhat ederek insanlara İslâmiyeti anlattı. Ağcaşarlı Zekeriyâ Efendinin kızıyla evlendi. Ayrıca uhdesine Gemerek kasabası cami kürsü şeyhliği de verildi. Ramazân-ı şerîfte oraya giderek İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. Az zamanda ders halkasında binlerce ilim talebesi toplandı. Mâverâünnehr âlimlerinden Abdullah Tâlîu’l-Buhârî isminde bir âlim onun sohbetinde ve ilim meclisinde bulunup üstünlüğünü kabûl etti.
Kayseri’de elli seneden fazla ilim ve feyz saçmakla meşgûl olan Sâdık Efendi, altı yüz seksen âlim ve fazîlet sâhibi kimseye icâzet verdi. İlmiyle ve güzel ahlâkıyla insanlara örnek oldu. Ömrünün son yıllarında kırk üç fazîletli zâta daha icâzet vererek ders ve dâvetini tamamladı. 1849 (H.1266) senesinde seksen dört yaşında Kayseri’de vefât etti. Kurşunlu Câmii minâresi yakınındaki kendine mahsus mezara defnedildi.
KAYNAKLAR
1) Meşâhir-i Kayseri; s.63