KARABAŞ ALİ EFENDİ
Evliyânın büyüklerinden. İsmi Ali’dir. Alâaddîn Atvel veyâ Karabaş Ali Efendi olarak da bilinir. 1611 (H.1020) senesi Arapkir’de doğdu. 1685 (H.1097) senesi hac yolunda Mısır’a üç konak mesâfede Kal’a-i Nahl denilen yerde vefât etti. Burada Şeyh Muhammed Gazâvî hazretlerinin kabri yanına defnedildi.
Ali Efendi, Kastamonu vilâyetine hicret edip, burada Halvetî yolu büyüklerinden Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerine talebe oldu. Onun sohbetlerinde yetişip velîlik makamlarına yükseldi. Sonra İstanbul’a geldi ve Üsküdar’daki Mehmed Paşa Câmiinde vâz ve nasîhatlerde bulundu. 1674 senesinde Vâlide Atik Dergâhı şeyhi oldu. Burada yıllarca ilim ve edep öğretti. Çok talebe yetiştirdi. Ünsî Hasan Efendi ve Muhammed Nasûhî Efendi, yetiştirdiği talebelerin önde gelenlerindendir.
Dergâhına her sınıf insan gelir ve istifâde ederek ayrılırdı.Nefis ve arzularına uyarak günah işlemiş pekçok kimse, Ali Efendinin sohbetlerini dinleyip tövbe edip, pişmanlık duymuşlar sonunda ona talebe olmuşlardır. Dergâhında kimseye; “Sen şöylesin, sen böylesin.” denilmezdi. Herkes ilim ve edeb öğrenmekle meşgûl olurdu.
Karabaş Ali Efendi teheccüd, gece namazını terk etmez, talebelerinin de kılmasını isterdi. Gündüzleri oruçlu geçerdi. Cumâ günleri Vâlide Atîk Câmiinde vâz ederdi. Onun vâz ve nasîhatlerini dinlemek için gelenler erkenden câmiyi doldurduklarından, boş yer kalmazdı. Her Cumâ câmi böyle dolup taşardı.
Sultan Dördüncü Mehmed Han da vâzlarına gelirdi ve vâzın başından sonuna kadar gözyaşları dökerdi. Bu sebeple kendisi; “Karabaş Ali Efendinin vâzları, aklıma İbrâhim-i Edhem hazretlerini getiriyor hattâ tâcı tahtı bırakıp dağlara çıkasım geliyor.” derdi.
Karabaş Ali Efendinin yazdığı keymetli eserlerinden bâzıları şunlardır:
1) KâŞifü Esrar-i Füsûs, 2) Şerh-i Akâid-i Nesefiyye bi Lisân-it-Tahkîk, 3) Mi’yâr-üt-Tarîkat, 4) Tarîkatnâme, 5) Şerh ü Kasîde-i AŞkİyye LiŞ-Şeyh-il-Ekber, 6) Risâle-i Üsûl-i Erbaîn, 7) Esâs-üd-Dîn, 8) Tefsîr u Sûre-i Tâhâ, 9) Tâbirnâme.
KAYNAKLAR
1) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.148
2) Sicilli Osmânî; c.3, s.517
3) Menâkıb-ı Ünsî Hasan Efendi