Âdem Aleyhisselâm yeryüzüne indiğinde, her tarafta vahşi hayvanlar dolaşıyordu. Özellikle köpekler, hayli korkunç ve cesurdular. Âdem Aleyhisselâm’ı görünce, diğer hayvanlarla birlikte onlar da hücuma geçtiler. Ancak Hazret-i Âdem köpeğin birinin başından tutup okşayınca, bu iltifata sevinen köpek, hemen yüzünü hücuma geçmiş diğer mahlûklara çevirerek karşı koymaya başladı. Böylece köpek cinsi ehlileşmiş, Allah’ın yeryüzüne indirdiği insan nesline hizmetkâr olmuş oldu.
Bu sırada Âdem Aleyhisselâm’a geyikler de yaklaştılar. Ancak onlar öteki hayvanlar gibi hücum ve korkutmak kasdıyla gelmemişlerdi.
Hazret-i Âdem bu mâsum hâllerini görünce onları
çok sevdi, hayır duada bulundu. Hazret-i Âdem’den ayrıldıklarında vücutlarında misk gibi bir koku hâsıl olmuştu. Geyikler buna çok sevindiler.
Onlardaki bu kokuyu hisseden diğer hayvanlar sordular:
– Sizde böyle güzel bir koku yoktu, nereden aldınız bunu?
Geyikler cevap verdiler:
– Bizler yeryüzüne inmiş olan bir mübarek insanı, Allah’ın bir peygamberini ziyaret ettik. Onu ziyaretimiz sebebiyle böyle güzel kokuya sahip olduk.
Diğer hayvanlar da hemen karar verdiler.
– Öyle ise biz de ziyarete gidelim.
Koşarak Âdem Aleyhisselâm’ı ziyarete gittiler. Ancak dönüşlerinde dikkat ettiler. Kendilerinde geyiklerdeki gibi güzel bir misk kokusu meydana gelmemişti. Gidip geyiklere sordular:
– Biz de ziyaret ettik, ama sizin gibi misk kokusu elde edemedik.
Geyikler şöyle cevap verdiler:
– Elbette sizde böyle koku olmaz. Çünkü biz sırf bir peygamberi ziyaret etmek için gittik. Siz ise, misk kokusu elde etmek için gittiniz. Sizin niyetinizle bizim niyetimiz sırasında fark vardır.