Allah’a karşı aşırı sevgisiyle ün salan Semnûn adında biri vardı. Halk kendisine “deli” diyor, aydın kişiler de “Allah aşığı” adını veriyorlardı. Fakat Semnûn’un kendine lâyık gördüğü ad ise ne birincisi, ne de ikincisiydi: Sadece, “Yalancı Semnûn” diye kendini takdim ediyordu.
İşte bu üç lâkaplı Semnûn bir gün halka vaaz ve nasihatta bulunmak üzere kürsüye çıkar. Bakar ki sözlerine kulak asan yok ve herkes teker teker camiyi boşaltmaktadır. Bu sefer duvarlarda asılı duran lâmbalara dönerek onlara:
“Ey lâmbalar!..” der. “Sözlerimi iyi dinleyin, Semnûn’un dilinden dökülecek şu ilginç olaya kulak verin.”
Camidekiler ne görsün! Hayret Lâmbalar hızla dönmeye başlamışlar. Semnûn’un söylediği hikmetli sözler karşısında dayanamayarak yerlerinden kopup yere düşmüşler ve Allah aşkıyla binbir parça oluvermişlerdir.