Irak’ta, Saddam Hüseyin zulmünde kocasını kaybeden üç çocuk annesi bir hanım, harabeye benzer evinde bir hafta kadar aç susuz sıkıntı içinde yaşarken artık tahammülü kalmamıştır. Bir gün evinin önünden durdurarak durumunu samimi olarak ifade eder.
Şoförün de cebinde eskimiş lastiklerini değiştirmek için aylardır biriktirdiği bir miktar para vardır. Fakat kadının bu içler acısı durumunu görünce dayanamaz, bütün parasinı kadına verir. Verir ama, lastiklerini değiştirecek parası da kalmaz. Lastiklerin de âcilen değişmesi lazım. Bu sıkıntı içinde birkaç gün geçer. Bir gün eve geldiğinde hanımı eline bir kâğıt tutuşturur:
“Herhalde bir lastikçi ile anlaşmışsınız. Yarın lastikleri değiştirmek için seni bekliyor.” der.
Adam şaşırır. Ertesi sabah aceleyle verilen adrese gider. Kâğıdı gösterir. Lastikçi şoförü görünce boynuna sarılır ve ağlamaya başlar. Şoförün şaşkınlığı iyice artmıştır. Neler olup bittiğini lastikçiden anlatmasını ister.
Lastikçi:
“Sen bugünlerde ne gibi bir iyilik yaptın? Üç gecedir Rasûlüllah (s.a.v.) beni senin lastiklerini değiştirmem için ikaz ediyor. Bu gece de adresi bizzat kendileri verdiler.” cevabını verir.