EKMEĞE HÜRMET SERVETE BEREKET
İbrahim Peygamberin (A.S.) serveti gittikçe çoğalıyordu, malına mülküne bereket yağıyordu. Dünyalık bir adam mı oldum acaba diye kuşkulanan İbrahim Aleyhisselâm bir gün dua ederken şöyle dedi:
– Ya Rab, servetimden fakirlerin hakkını veriyorum. Muhtaçlan görüp gözetiyor, ihtiyaçlarım karşılıyorum. Bana durumlarını anlatanları ise hiç boş çevirmiyorum. Buna rağmen malımda bereket gittikçe artıyor, azalma diye bir şey görmüyorum. Yoksa ben dünyaya çok mu bağlandım ki, bana bu kadar bol nzık veriyorsun?
Cenab-ı Hak, İbrahim Peygambere şöyle hitapta bulundu:
– Ya İbrahim, şayet malının azalmasını istiyorsan ekmeği eline al gezerek ye!
İbrahim Aleyhisselâm düşünmeye başladı. Merakı da artmıştı. Ekmeği gezerek yeyince ne olacaktı acaba?
Nihayet karar verdi. Artık yemek zamanlarında ekmeği eline alıyor, geze geze yiyordu.
Bir gün yine ibadetten sonraki duasmda Rabbın-dan sordu:
– Ya Rab, ekmeği elime alıp gezerek yiyorum, yine servetimde bir azalma olmuyor.
Şöyle cevap geldi kendisine:
– Yâ İbrahim, ekmek elinde gezerek yiyorsun ama mendil içine almışsın yere hiç dökmüyorsun, kırıntılarım ayak altına hiç düşürmüyorsun. Şayet ekmek elinde gezerek yerken kırıntılarını dökseydin, çiğneseydin bereket hemen giderdi.
İbrahim Aleyhisselâm o zaman ekmeği ayak altına döküp hürmetsizlikte bulunmanın bereketsizliğe sebep olduğunu anladı. Ekmeğe karşı daha büyük bir hürmet göstermeye başladı.