RAHİB ÎLE ŞEYTAN
Vehb bin Münebbih”den:
Bir zaman şeytan, kilisedeki bir râhibin ayağını kaydırmak ve onu azdırmak istedi. Ne var ki, rahibi yoldan çıkaramıyordu. Bir gün kilisenin kapışma gelip:
— Tak, tak, takkk!…
Vurdu ve seslendi:
— Ey rahib, kapıyı aç!…
Rahib:
— Haydi, dedi, başka kapıya, ben sana kapı açmam!..
Lânetli îblis öfke ile haykırdı:
— Aç diyorum sana, sonra pişman olursun!…
— Yürü, git, ben kapı açmam!…
— Ey aklı kıt adam, ben Mesih”im! Niçin kapıyı açmıyorsun?
— Mesih de olsan, bu kapı sana kapalı. Sen Mesih isen, bize ibâdet ve mücâhede emredip, kıyâmetin şiddetiyle bizi korkutmadın mı? Eğer şimdi başka bir şey söyleyeceksen, seni dinleyecek vaktim yok!…
Hilebaz şeytan ne yaptı ise kapıyı açtıramadı. Sonra kıh kıh gülerek dedi ki:
— Hayır, ben şeytanım, seni aldatmak istedim, mu-râdıma eremedim. Ne ki, bu defa senin istediğin soruları cevaplandırmak üzere geldim. İstediğini sor, doğruca cevap vereyim!…
Rahib: — Ey lânetli, dedi, düşmanın öğüdünü tutmamı mı istiyorsun benden?
Şeytan başım alıp yola koyuldu. Rahib onun arkasından seslendi:
— Âdem oğlunu aldatmakta sana en çok yardımcı olan huy nedir?
Şeytan kazma dişlerini göstererek dedi ki:
— Gadap ve hiddettir, insan kızdığı zaman, çocuğun topacını çevirdiği gibi, ben de onu istediğim tarafa çevir ririm!…
Rahib onun ardınca bakıp dedi ki:
— Allah seni hiçbir zaman murâdına erdirmesin!…