AYYAŞ
Can- toprağına~gam şarabı dökülen ayyaşm biri, şa-haram olmasının sebebini bir türlü anlamıyordu, veya anlamak istemiyordu. Bir gün, soluya soluya lyas bin Muaviye Hazretlerinin huzuruna geldi:
— Ey îyas, dedi, biraz üzüm yesem bana bir zaran dokunur mu?
lyas Hazretleri tek kelimeyle cevap verdi:
— Hayır!…
Ne var ki, ayyaş bir çıkış yolu aramaktaydı. Tekrar sordu:
— Peki, üzümden sonra biraz çörek otu yesem, ne dersin?
lyas yine:
— Hiç zararı yok, dedi, yiyebilirsin…
Ayyaşın yüzünde ışıklar yanıp söndü:
— Peki, dedi, -bunların üzerine bir miktar da su içersem zaran var mı?
— Kat”iyyen!…
Ayyaş, bu cevaba pek sevindi. Artık kendisi için bir çıkış yolu bulacağını umuyordu. Kuruyan dudaklarım dili Üe ıslatıp dedi ki:
— Fakat bu saydıklarım birleşirse mükemmel şarap olur… Onlan midemin içinde birleştirmek haram olmuyor da, midemin dışında birleştirmek neden haram olsun?
lyas bin Muâviye yanaklarına tatlı bir tebessüm kondurup ayyaşa nazar etti. Sonra yerden bir avuç toprak alarak ondan sordu:
— Ey adam, sana bu toprağı atsam bir yerini kırar
mı?
Ayyaş sesini yükseltti:
— Hayır, kırmaz!…
lyas Hazretleri sorularına devam etti:
— Peki, üzerine bir avuç su döksem acı verir mi?
Ayyaş atıldı:
— Hayır, acı vermez!…
Seni o halde iken beş dakika güneş altında tutsam, ızdırap duyar mısın?
— Duymam!..
lyas Hazretleri kelimelerin üzerine basa basa:
Halbuki, dedi, ben toprakla suyu, güneş altında pirleştirip kafana atsam!…
Ayyaş”m canına ateş düşmüş gibi:
— Vay kafam!… diye bağırdı…
lyas bin Muâviye kıh kıh güldü:
— Ey adam, kafana kerpiç atmadım ki, ne diye bağırıyorsun?
Ayyaşın etekleri suya ermişti; dedi ki:
— Kerpiç atmadın ama, anlattığın şey kafama kerpiçten fazla dank etti… Gerçekten bu kafa kerpiçe lâyık!…