KURDUN PEYGAMBERİMİZİ HABER VERMESİ
Ebû Said el-Hudrî (Radıyallahû Anh) “den: Bir gün, bir kurt bir koyuna saldırarak onu yakaladı. Çoban derhal koşup koyunu kurdun pençesinden aldı. Bunun üzerine kurt kuyruğu üzerine oturarak çobana hitap etti:
— Ey çoban!. Allah’ın bana gönderdiği nzkı elimden almaya Allah’dan korkmuyor musun?
Çoban hayret ve dehşetle ürperdi ve dedi:
— Bu da ne? Kurt insan gibi konuşuyor!..
Kurt, büsbütün çobanı hayretlere düşürecek haberi verdi:
— Ben sana bundan daha acâibini haber vereyim
mi?
Çoban atıldı:
— O acâip olan haber nedir?
Kurt:
— Şudur ki, dedi, Muhammed (Aleyhisselâm) Medine’de gelip geçmiş ümmetlerden ve olanlardan haber veriyor!..
Çobanın yüreğine yaman bir ateş düşmüştü. Hemen sürüsünü önüne İcatarâlc nur şehri Medine’ye vardı. Sürüyü bir kenara bıraktı, Nebiyyi Zişanın huzuruna koştu ve olanları anlattı:
— İşte böyle, ey Allahın BesûlüL
İki cihanın imdAdınn yetişen Cenâb-ı Mustafa, o şeker huylu Peygamber sokak sokak nidâ ettirdi:
— Toplantı var, toplantı var!.. Koşun, koşun!..
Halk gürül gürül sokaklara döküldü. Sonra KAin&r
tın Efendisi kendisi de dışarı çıkarak çobana:
— Ey kutlu haberlerle gelen, dedi, gördüklerini anlat!..
Çoban olanları tek tek cemaata anlattı.. Allahın Re-sülü buyurdular ki:
— Doğru söylemiş!.. Muhammed’in nefsi kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, yırtıcı hayvanlar, kırbacın bir ucu ve ayakkabının kayışı insanlar gibi konuşmadıkça, oyluklar sahibine kendisinden sonra olacakları haber vermedikçe kıyamet kopmayacaktır..