EY NEFİS, SEN ATEŞE LÂYIKSIN!
Bir bayram sabahı idi. Âleme ışıklar saçan yüce Şeyh Bâyezid-i Bestâm Hazretleri hamama gitmişlerdi…
Gusül etmiş, kokular sürünmüş, tertemiz elbiseler giymiş ve çıkmıştı. Az sonra sokağın birine dalıp ağır ağır ilerlemeye başladı… Tam o ân, birisi bir evden dikkatsizlikle o arifler sultanının başına bir leğen külü döküverdi…
Yüce Pirin beyaz sangı, san küle bulandı, üstü başı toz duman hâlini aldı…
Kızmak ne kelime?
O derhal elini yüzüne sürdü, Yüce Allah’a hamd etti. Nefsine hitaben dedi ki.
Ey nefis!. Ben ateşe lâyıkım. Başıma kül döküldü
diye kızar mıyım?…
İşte büyüklük!… işte Islâmm altınla doldurduğu kalb-lerdeki saffet ve ulviyet!,..