SUYUN ARTMASI
SahabÜerden Ebû Katâde (Radıyallahü Anhl’den. O dedi ki:
Allahın Resûlü ile bir seferde bulunuyorduk.. Bize:
— Ey insanlar, dedi, yanınızda su var mı?
Ben derhal:
— Evet, ey Allahın Resûlü, dedim, bende içinde biraz su olan bir ibrik var!..
— Getir onu!..
Hemen götürdüm. Buyurdular ki:
— Ondaki sudan abdestlerinizi alınız!..
Herkes aynı su ile abdest aldı, kendileri de aldı, ibrikte bir yudum su daha kalmıştı. Bana emir buyurdu:
— Ebû Katâde, onu sakla!. Su ibrikte çoğalacak… öğle sıcağı bastırınca Allahın Resûlü kendilerini sar
habilerin görebileceği bir yere dikildi… Cengaverler:
— Ey Allahın Resûlü, dediler, anamız babamız size fedâ. olsun!. Susuzluk bizi mahvetti, boğazlarımız kurudu, dudaklarımız çatladı..
Buyurdular ki:
— Mahvolmazsınız!..
Sonra bana:
— Katâde, dediler, ibriği getir!..
Hemen içinde sadece bir damla su olan ibriği Kâinatın Efendisine götürdüm. Yine emir buyurdular:
— Ey Katâde, bardağını çöz!..
Çözdüm, kendilerine verdim.. Bunun üzerine mübarek elleriyle bardağa su doldurup halka su dağıtmaya başladılar… Hemen herkes onun etrafında halkalandi:
— Ey İnsanlar, dedi, izdihama meydan vermeyin. Herbiriniz susuzluğunu giderecektir!..
Herkes, ama herkes, suyunu içti, susuzluğunu giderdi.. Nebiler Sultanından ve benden başka hiç su içmedik kimse kalmadı.. Besûlüllah (Sallallahü Aleyhi Ve Sel-lem), mübarek eliyle bana da su verdiler:
— Katâde, iç!..
— Siz içiniz, ey Allahın Resûlü!..
— Cemaata su dağıtan en son içer..
Mu”cizeler fışkıran mübârek ellerinden suyu alıp içtim. Benden sonra da kendileri içtiler. O gün biz üçyüz kişi idik. İbrikte su hâlâ olduğu gibi duruyordu… i1)
Evet, o öyle bir Peygamber-i Zişandı ki, taşlar bile ona selâm duruyordu.. Onun mübârek parmaklarindan kevser çeşmeleri fışkırmıştı. Susuz kalan ümmetini çok kerre mu”cize eseri olarak suya kandırmıştı…