EY KOCAMIŞ NİÇİN AĞLARSIN?
Padişahlar meclisinin mumu sultan Mahmud adâletli bir hukümdarcı. Hiç durmadan da Allah yolunda cenk eder, Kelime-i Tevhîd sancağım ufuklarda dalgalandırır-dı…
Bir gün yine Allah için sefere çıktı. Hindular üzerine yürüdü. Yaman bir cenkten sonra kendisine zafer müyesser oldu…
Hindulann ihtiyar bir padişahı vardı, o da İslâm askerine tutsak oldu…
O bahtı kara ihtiyarı, Sultanın huzuruna götürdüler. Sultan Mahmud ona iltifatlarda bulundu. O da sonunda Müslümanlık şerefi ile şereflendi…
Sonra tek başma bir çadıra çekildi… Sevdâlara daldı. Kâh bir pınar gibi çağladı, kâh bir bülbül gibi dem çekti… Gece gündüz Hak mihrabına yüz tuttu…
O kadar içten ağlıyordu ki, feryâdı her yanı tuttu. Onun bu yanıp yakılışını Sultan Mahmud”a haber verdiler:
— Ey Cihan pâdişâhı!. Hindu sevdâlara dalmış, bir an bile feryâdı dinmiyor, ne yapmamızı emir buyurursunuz?
Adâletli Pâdişâh onu huzuruna çağırdı ve dedi:
— Sana evvelce mâlik olduğun saltanatın daha fazlasını vereyim. Sen de bir melik olarak hüküm sür. Niceye bir ağlayıp duracaksın?
O dertli padişah:
— Âh sultanım, dedi, ben saltanat ve mevki için ahlamıyorum ki?…
Sultan hayretle sordu:
— Peki derdin nedir?
ihtiyar Melik yaşlı gözlerini yükseklere kaldırıp dedi
ki:
— Şu sebepten ağlamaktayım: Yarın kıyâmette bütün defterler açılır, ululuk sâhibi Allah, o gün benden sorar da derse ki: Ey vefasız adam! Benim gibi bir mevlA”-ya karşı cefâ, tohumu ektin ha!… Mahmud, senin mülküne nihânı dolduran yiğit gazilerle gelmeseydi, beni anma-yacaktın bile… Ayağına kahır zinciri geçirilmeseydi, Müslümanlık nürundan bile haberin olmayacaktı… Ben seni türlü rızıklarla büyütüp beslerken, sen putlar için hasırlanmaktaydın. ..
O putları benim yerime nasıl koyuyordun?
Söyle, sana dost mu diyeyim, düşman mı?…
Rabbi Kerimimden bu hitap gelirse, ben bu vefasızlığı nasıl örteyim, ey genç pâdişâh?… Bu ihtiyarın ağlaması bundan işte!…
Evet, Müslüman oldum ama, kılıçların gölgesinde oldum. Ömrüm de putların hesabma heba olup gitti… 0 uçup giden günler için ağlasam çok mu? … JB
İhtiyar hükümdarın bu hâli ibret. “mayı bilenler i? ne güzel bir hikmettir…
İlâhi!… Sen bize meded eyle!… Ey Rabbim, sen yardım etmezsen biz nasıl ayakta durabiliriz ki?…