ABDEST NURU
Şanlı sahabl Ebû Hureyre (Radıyallahü Anh) “den Kâinatın Fahri bir gün Medine kabristanına gelip şöyle seslendi:
— Ey Mü”min kavimler yurdu! Size selâm olsun inşâallah biz de size katılacağız… Kardeşlerimi görmeyi isterdim!..
Sahabiler:
— Ey Allahın Resûlü, dediler, biz senin kardeşlerin değil miyiz?
(1) Riyâıü”s-Sallhin: 1/372.
Cevaben dediler ki:
— Siz benim sahabîlerimsinizL Kardeşlerimiz ise, henüz (dünyaya) gelmemiş olanlardır!..
— Ey Allahın Resûlü!.. Henüz gelmemiş olan ümmetinizi nasıl tanıyacaksınız?
— Bir kimsenin tamâmiyle aym renkte olan atlar arasında alm ve üç ayağı ak bir atı bulunursa, (hiç) onu tanımaz mı?
— Evet, tanır!..
— öyle ise, kardeşlerimiz yüzleri el ve ayaklan ab-dest nûru ile parlak olarak (mahşer yerine) geleceklerdir. Ben de bunlardan önce gidip havuz başında onları bekliyeceğimL (‘)
Abdest nûru ile panldıyarak Nebiler Serverinin havuzuna koşanlara ne mutlu!.. O gün Haktan yüz çevirenler nedâmetle başlarına topraklar saçacaklardır… Ezan sesine kulağım tıkayanlar, ömür sermayesini kahve köşelerinde pir ekleyerek tüketenler bilmem ki, musallâ taşında nasıl yatacaklar?…
Can gözünü aç, uyan!.. İşte ey kuzum, gerçek;
Ölüm gelmezden evvel nefsini hesaba çek!..