RABBİMİZİ GÖRECEK MİYİZ?
Sahabileri Nebiler Nebisinin huzurunda bulunur, ondan merak ettikleri şeyleri sorarlardı. Kâinatın Efendisi de Nübüvvet nuruyla gelmiş ve geleceği görür, ayniyle haber verirdi. Çünkü o Allahın Vahyine mazhardı… Onun mübârek elinde taşlar bile dile gelir, elinin değdiği her zerre misk gibi kokardı…
İnsanlardan bazıları Kıyamet günü Rabbimizi görebilecek miyiz diye düşünüyorlardı. Bunu gelip Allahın Resulünden sordular…
Şanlı sahabi Ebü Hureyre (Radıyallahü Anh) ‘den: Bir gün bir tflVıın insanlar Peygamber-i Zişanın mübârek huzuruna geldiler ve dediler ki:
(3) TefSir-u İbn-i Kesir: 2/279.
— Ey Allahın Resûlü!.. Biz kıyâmet gününde Rabbi-mizi (O Kerîm Mabudumuzu) görecek miyiz?..
Varlığın sebebi olan Cenâb-ı Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) mübarek yanaklarına tombul bir gülücük kondurup buyurdular ki:
— Bedr-i Tâm halindeki gecede siz ayı görme hususunda itişip kakışarak birbirinize zahmet verir misiniz?
— Hayır, ey Allahın Resûlü!..
— Ya siz güneşin uğrunda hiçbir bulut yokken onu görme hususunda birbirinize zahmet verir misiniz?
— Hayır, ey Allahın Resûlü!.
— O halde siz onu, (yâni Rabbinizi) işte böyle göreceksiniz…
(Sahabiler sevinç ve saadetten uçacak gibi oldular. Kâinatın Fahrini o kadar bir hazla dinliyorlardı ki, belki nefes almaya büe korkuyorlardı…)
Nebiler Nebisi buraların ve ötelerin en ince hikmetleri üzerinde konuşmalarına devam buyurdular -.
Kıyâmet gününde Allah (bütün) insanları toplayarak; Her kim (dünyada) neye ibâdet ediyordu ise; onun ardına düşsün, diyecek. Bunun üzerine (dünyada iken) güneşe tapan güneşin, aya tapan ayın ardına takılacak, putlara tapanlar da onların peşine takılacaklar, (ortada) içlerinde münafıklan da olduğu halde (yalnız) bu ümmet kalacak, derken Allah Tebareke ve Teâlâ onlara evvelce tanıdıklarından başka bir surette tecelli edecek ve •.
— Ene Rabbüküm = Ben sizin Rabbinizim!..
Buyuracak.. (Ne var ki), onlar Rabbi Kerimlerini tanıyamadıkları için şöyle diyecekler:
—• Biz senden Allah”a sığınırız!.. Rabbimiz bize gelinceye kadar bizim yerimiz burasıdır. Rabbimiz geldiği za, man biz onu tarunz!..
Bunun üzerine Allah Teâlâ Hazretleri (karşılarında) onların tanıdıkları sureti ile tecelli edecek ve:
— Ene Rabbüküm!.. = Ben sizin RabbinizimL
Buyuracak..’. Onlar da:
— Ente Rabbüna = Evet, bizim Rabbimiz sensin!..
Diyerek ona tabi olacaklar. Cehennemin üzerine sırat (köprüsü) kurulacak; ondan ilk geçen ben ve ümmetim olacak… O gün Peygamberlerden başka konuşan bulunmayacak. O gün Peygamberlerin duâsı da:
— Allahümme Sellim, Sellim! = Allah”ım!. Selâmet ver, selâmet…
Demek olacak… Cehennemde sa”dan dikeni gibi mahmuzlar olacak, siz sa”dan dikenini hiç gördünüz mü?
Sahabileri cevap verdiler:
— Evet, ey Allahın Resûlü!..
Kâinatın Efendisi buyurdular ki:
— îşte o mahmuzlar sa”dan dikenleri gibi olacak. Şu kadar var ki; onların büyüklüğünün miktarını Allah”dan başka bilen olmayacak…
Bu mahmuzlar (kötü ve çirkin) amellerinden dolayı insanları kapacaklar… İnsanların kimi mü”min olduğu için ameli sayesinde (kurtulup) kalacak, kimi de kurta-nhncaya kadar ceza görecek, tâ ki Allah kullan arasında (vereceği) hükmü bitirip rahmetinden dolayı cehennemliklerden dilediğini oradan çıkarmak murad edince; meleklere (dünyada) Allah”a şirk koşmayan cehennemlikleri, Allah’ın kendilerine rahmet buyurmak dilediklerini Allah”tan başka Allah yoktur diyenleri çıkarmalarını emredecek. Melekler, bunları cehennemde tanıyacaklar, onları secde eserinden bilecekler… (Çünkü) ateş âdem oğlunu yiyip bitirecek, (yenmedik) sadece secde yeri kalacak, secde yerini yemeyi Allah cehenneme haram kılmıştır. Bu
suretle (o kimseler) cayır cayır yanmış bir vaziyette ce-hennem”den çıkarılarak üzerlerine hayat suyu dökülecek ve selin getirdiği milli toprakta yabani ot tohumu nasıl biterse, onlar da öyle bitecekler… Sonra Yüce ve Kerim olan Allah kullan arasında vereceği hükmü bitirecek, ortada yüzünü cehenneme doğru dönmüş (yalnız) bir kişi kalacak, bu zat ehl-i cennetin cennete en son gireni olacak (ve Rabbine şöyle duâ edecek) :
— Ey Rabbim!. Benim yüzümü cehennem”den çevir. Çünkü onun (pis) kokusu beni zehirleyip helâk ediyor, alevi de beni yakıp kavuruyor…
Aziz ve Celîl olan Allah o zata hitap buyuracak:
— Bunu yaparsam acaba başkasını da ister misin?
O da =
— Hayır, diyecek, senden bundan başka bir şey istemem…
Ve daha birçok ve Allah’ın dilediği kadar ahd-u pey-inanlar verecek. Rabbi Kerimi de onun yüzünü cehennem”den çevirecek… (Ne var ki), bu zat o anda da cennete doğru dönecek ve onu görecek, Allah’ın dilediği kadar susacak. Sonra da:
— Ey Rabbim, diyecek, beni cennetin kapısına bâri götür!..
Keremi sonsuz olan Allah ona şöyle buyuracak:
— Sana verdiğimden başka bir şey istemiyeceğine ahd-ü peyman vermemiş miydin? Yazık sana âdemoğlu, ne de gaddarmışsın…
O zat yine Rabbine iltica edip:
— Aman Yâ Rabbi!.. diye Allah’a duâ edecek. Nihayet Hâlikı Kerim Hazretleri ona şöyle soracak:
— (Ey Âdemoğlu!) Acaba bunu verirsem, başkasını da istemiyecek misin?
O dertlere düşmüş adam:
— Hayır, diyecek, izzetine yemin ederim (ki) istemem!..
Ve yine Rabbine Allah”ın dilediği kadar ahd-u misak-lar verecek. Yâni hiçbir şey istemiyeceğıne söz verecek…
Eabbi Rahimi de onu cennetin kapısına götürecek. Cennet kapısına dikildiğinde cennet ona açılarak içindeki hayır ve (akla hayâle gelmez güzellikleri) sürür şeyleri görecek ve (yine) Allah”ın dilediği kadar sükût edecek… Sonra (yine) niyaza başlayacak:
— Allah”ım!. Beni cennete koy!..
Allah Tebâreke ve Teâlâ:
— Hani, diyecek, sana verilenden başkasını istemiye-ceğine ahd-u misaklar vermemiş miydin? Yazık sana âdemoğlu, ne gaddar şeymişsin!..
O zat (yine gönül gönül çırpınarak diyecek ki) :
— Aman Allah”ım!.. Mahlûkatının en şakisi ben ol-mıyayım!..
Allah”a duâ ede ede nihayet Allah Tebâreke ve Teâlâ Hazretleri ona güle(r yüz muamelesi ede)cek. Allah ona gülü(mser muamelesi edi)nce (bu sefer haydi) Cennete gir diyecek. (Rabbinin rahmetiyle o kul da cennete girecek.) Cennete girdiği zaman (yine) ona: Dile (benden ne dilersen) diyecek…
(O zat) Artık Rabbinden isteyebildiği kadar isteyecek ve dileyecek. Hattâ Allah kendisine (ey kulum) şunu da iste, şunu da diye (istenecek şeyleri) hatırlatacak. Nihayet istek ve dilekler (in arkası) kesilince Allahü Teâlâ (şöyle) buyuracak
— Bütün bunlar ve daha bir o kadan da şenindir!. Bu mübârek hadisi rivâyet eden Ebû Hureyre Hazretleri demiştir ki:
— İşte bu zat cennetliklerin cennete en son girenidir!
Ey himmeti zaif kul!.. Rabbinin kerem ve inayetine bak da kullukta kusur etme!.. Hep: Yarın yaparım, yarın yaparım deme, nice yarınlar gelir geçer de bir şey yapmış olamazsın.. Ne yapacaksan şimdi yap, yarın çok geç olabilir…
-Evet
Mecnun ol, Hak aşkımn kokusunu canda duy,
İlâhi neş”eleri sevdâ ile yan da duy…