Padişahın biri, güzel yüzlü iki köle satın alır. Bunları denemek için, önce birisini huzuruna çağırır, konuşur, sözünden sohbetinden fazlasıyla hoşlanır. Yıkanıp temizlenmesi için de hemen hamama gönderir. Bu defa ikinci köleyi huzuruna kabul eder, onunla da konuşmaya başlar. Bakar ki ağzı biraz kokuyor:
“Şöyle uzaktan konuş” diye ihtarda bulunur. Başlar onu yoklamaya, imtihan etmeye… Der ki:
“Biraz evvel konuştuğum arkadaşın, senin aleyhinde olmadık sözler sarfet-ti. Ama görüyorum ki sen hiç de öyle değilsin. Demek oluyor ki o, hasedçi bir herif. Seni benden soğutmak için yalan söylüyor, iftira ediyor. Senin için ahlâksızdır, hırsızdır, soysuzdur diyor…
Köle padişahı dinledikten sonra şu cevabı verir:
“O her zaman doğru söyler. Onun gibi doğru sözlüsünü hayatımda görmedim. O iyi düşünceli adamı ben kötü olarak bilmem. Olabilir ki o bende bazı kusurlar da görebilmiştir de ben onları kendimde görememişimdir… Herkes önce kendi kusurunu görseydi halini ıslah etmekten gaflet eder miydi?”
Padişah bu iyi sözler üzerine köleye:
“Şimdi sen de onun kusurlarını, ayıplarını söyle de benim dostum olduğunu ve beni sevdiğini bileyim,” der.
Köle tekrar cevap verir:
“Padişahım! O benim iyi bir kapı yoldaşımdır. Onun kusurları sevgi, vefa, insanlık, doğruluk, zekâ ve dostluktur. Bir kusuru da cömertliktir. Sevdikleri uğruna canını verecek kadar cömerttir. O daima kendisinde kusur arar, kendi ayıbını görür. Herkesle dosttur da. Yalnız kendisiyle dost değil!..
Padişah:
“Arkadaşını övmede ileri gitme. Onu överken kendini övmeğe kalkışma… Onu imtihana çekersem utanırsın…” der ve bu sırada hamamdan gelmiş olan öteki köleyi içeri alır.
“Ooo… Sıhhatlar olsun. Ne lâtif, ne yakışıklı kölesin sen… Köle arkadaşınm senin hakkında söylediği kötii huyların da olmasa ne iyi olurdu,” diyerek onu sığaya çeker. Köle bu sözler üzerine:
“Padişahım! O dinsiz, ahlâksız herif hakkımda neler söylemiş?..” diye atılır ve başlar arkadaşı aleyhinde atıp tutmaya… Yeryüzünde ne kadar kötülük varsa ona isnad eder.
Padişah bir süre dinledikten sonra:
“Sus mendebur! Bu imtihanla onu da anladım, seni de… Onun ağzı kokmuş, senin canın… Sen çok uzaklarda bulun ey pis canlı!..” diyerek huzurundan kovar.