Yüce milletimiz, Peygamber Efendimiz’e olan sevgilerini, çocuklarına koydukları isimlerde bile gösterirler. Bu durumu, “Türkçenin Sırlan” adlı değerli eserin ve daha birçok kitabın yazan, ünlü edebiyatçımız Nihat Sami Banarlı çok güzel tesbit ediyor. Anadolu’nun değişik bölgelerinden İstanbul gibi büyük şehirlerimize gelip yerleşen insanlarımızla yaptığı konuşmalardan birini şöyle anlatıyor:
“Soruyorum:
“Sizin orada gül bahçeleri çok olmalı… Köy evlerinin bahçelerinde çok mu çiçek yetiştiriyorsunuz?”
Adı Güldalı olan muhatabım cevap veriyor:
“Hayır Beğ, bizim oralarda gül bahçesi ne gezer, biz toprağı tarla olarak kullanınz.”
“Peki kızlanmza bu kadar çok ve bu kadar güzel gül adlarım yoksa güle hasret duyduğunuz için mi koyuyorsunuz?”
“Hayır Beğ, bizim hasret duyduğumuz başkadır. Bizim oralarda inanılır ki, gül, Hazret-i Muhammed’in (s.a.v.) remzidir.”