HAK TECELLİ EDİNCE
İrfan nûruna gark olan ve tasavvuf deryalarından inciler elde edenlerden biri de Mansûr bin Ammar”dır…
Bir gün yolda gidiyordu… Çamurlara gark olmuş bir kâğıt gördü, eğilip aldı. Kâğıt üzerinde «Bismillâhirrah-mânirrahim* yazılı idi. Derhal kâğıdı öpüp yüzüne gözüne sürdü, sonra temiz bir yere koymak istedi. Ne var ki, onu da yapamadı. Ve üzerinde besmele yazılı kâğıdı, Allah ismine hürmeten yuttu…
Gün sona ermiş, gecenin karanlığı perde perde dünya üzerine inmişti. Mansûr evine varıp yatağa uzandı ve derin bir uykuya daldı. Bir rüya gördü. Rüyada ona hitap ediliyordu:
— Ey Mansûr!… Sen, bizim ismimize hürmet edip aziz tuttun. Biz de seni dünya ve âhirette aziz tutacağız ve ilm-i hikmet kapısını sana açacağız!…
Mnsûr hemen yatağından sıçradı… Yüzünü gözünü topraklara sürüp inledi :
Ey yaradanım Allah, sana hamd olsun!…
Ve artık kendisine irfan diyarının kapılan açıldı… Mescidlerde ilim ve hikmet dersleri vermeye başladı…
Bir başka gün, günahkâr bir adam içki içiyordu. Kölesinin eline dört akçe verip:
— Koş, dedi, çarşıdan çerez al, getir!…
Köle çarşının yolunu tuttu… Tuttu ama, çerez işini bırakıp Mansûr”un meclisine koştu. Mansûr kürsü üzerinde halka hitap ediyordu:
— Her kim bize dört akçe verirse biz ona dört duâ küanz ki, dört dileği de Allah katanda makbul olur!…
Köle derhal yerinden kalktı ve dedi:
— Ben o dört akçeyi size veriyorum. Birincisi: Bana duâ et ki, Yüce Allah beni kölelikten kurtarsın. İkincisi: Efendime duâ buyur ki, kötülüklere veda edip Hakka dönsün… Üçüncüsü; Allah Teâlâ bu dört akçenin bereketini ihsân buyursun. Dördüncüsü; Sana, bana ve bu meclisde olanlara Cenâb-ı Hak rahmet ve mağfiret kapışım açsın…
Gönlü hikmet ve ma”rifet nuru ile dolu olan Mansûr Hazretleri derhal ellerini ulvilik âlemlerine kaldırıp duâ etti:
— Ey Hâlikı Zişânım!… Bu dört şeyi bize ihsân buyur!…
Köle, geri efendisinin huzuruna döndü ve olanları bir bir anlattı. Nice zamandır günah deryasında yüzen adamın gönlüne bir ışık, bir nuı , bir rahmet damla damla iniverdi. Adam ak çiçekli gül dalı gibi titreyerek dedi ki:
— Yüce Allah şâhidim olsun ki, seni âzâd ettim ve ben de tevbe eyledim. Ve sana dört akçe yerine 400 akçe verdim. Haydi dilediğin yere git, Allah seninledir!…
Köle, sevinç ve saâdetinden uçacak gibi oldu…
O kötülüğe nedâmet kılan adam, gece bir rüya gördü. Ona denildi ki:
— Sen kulluğunla elinden gelem işledin, biz padişahlığımızla nice işlemiyeiim? Seni, köleni, Mansûr u ve mec-iisde olan cemâati mağfiret buyurdum!…
Bir kula ki, Hak inâyet eder, artık onun sırtını kim yere vurabilir ki?