Küçük Hasan babasının birtakım hesaplarla uğraştığını görünce hemen yanma yaklaşarak yaptığına baktı. Babası, ödenecek borçlan bir kâğıda yazıyordu. Hasan’ın aklına bir fikir geldi. O da annesine yaptığı ufak tefek yardımların karşılığını para olarak isteyebileceğini düşündü. Ertesi gün, annesi mutfaktaki masanın üzerinde bir hesap pusulası buldu.
Kâğıt parçasında şöyle yazıyordu;
Annenin, oğlu Hasan’a borcu:
Çarşıdan paketleri taşıdığı için 50 kuruş, mektupları postaya attığı için 40 kuruş, iyi bir çocuk olduğu için 60 kuruş, çiçekleri sulama ücreti 100 kuruş, toplam 250 kuruş.
Hasan’ın annesi, pusulayı okuyunca hiçbir şey demedi. Akşam oğlunun çalışma masasına 250 kuruş bıraktı. Haşan parayı sevinerek cebine sokarken gözü paranın yambaşında bir hesap pusulasına ilişti. Kâğıda şunlar yazılmış idi:
Hasan’m annesine borcu:
Evde geçirdiği mutlu on yılın bedeli: Hiç…
On yıl evde yediği yemeğin karşılığı: Hiç…
Hastalığı sırasında bakım masrafları: Hiç…
İyi bir anneye sahip olmanın ücreti: Hiç…
Toplam bedel: Hiçbir şey…
Küçük Hasan kâğıdı okuyunca çok üzüldü. Hatasını anlayarak yaşlı gözlerle annesine koştu. Onun kollarına atılarak af diledi ve 250 kuruşu yavaşça annesinin cebine bıraktı.