Peygamberimiz (s.a.v) diyor ki:
Beni dinleyin! Size içinizden en cimri olan kimdir? Bildireyim mi? Dikkat edin!.. Size en zavallı insan kimdir? Bildireyim mi? Yanında adım anıldığında bana salâvat getirmeyen kişidir. Allah’ım!.. Hz Muhammed’e Sallallahu Aleyhi Vesselem ve bütün Peygamberlere, Muhammed’in temiz soyundan gelenlere, aile fertlerine ve sahâbilerine rahmet et.
Bu hadisten anlıyoruz ki yanında yüce adı her anıldığında sevgili Peygamberimize salâvat getirmeyen kimse, insanların en cimrisi, en zavallısı ve iyilikten de en yoksunudur.
Peygamberimiz (s.a.v) diyor ki: Mü’min Allah katındaki azabın şiddetini bir bilseydi, hiç kimse Cennete gireceğini ümid edemezdi. Kâfir de Allah’ın yaygın ve geniş rahmetim bir bilseydi, yine hiç kimse Cehenneme gireceğim diye ümitsizliğe düşmezdi.
Bu hadiste, mü’minlerin Allan’m yaygın rahmetine güvenerek ve azaba da uğramayacaklarını umarak büyük bir aldanışa düşmemeleri için Allah azabının çok ve çetin olacağına dair açık işaret vardır. Ayrıca uzun yıllar küfür ve inkâr boşluğu içinde yuvarlanıp da, “Bunca günahtan sonra îman da etsem, Allah beni affetmez” diyerek küfründe ayak diren kâfirlere karşı Allah (c.c.) rahmetinin yaygınlığına dair açık işaret vardır.
Öyleyse kişi, Allah’ın çetin azabına uğramaktan korkmalı, yaygın rahmetinden de asla ümidini kesmemeli-dir. Çünkü ümit ile korku mü’mini Allah katma uçuracak iki kanadıdır, yine mü’min bu iki sağlam duyguyu gönlünde kökleştirmesi sayesinde Allah’ın rahmetine kavuşur ve O’nun azabından kurtulur.