Bir kimsenin veli veya evliya olması için hiç günah işlememiş veya çok az hata işlemiş kimseler olması gerekmez. Çok büyük günahlar işlemiş insanlar hatta kâfir olarak hayatını bir süre geçirip, sonradan evliya olan insanlar çoktur. Ayrıca Kadın ya da erkek olması birşey değiştirmez. Allah da evliyasını tanıtırken kadın erkek diye ayırmamış, en takvalı olanın kendine göre en değerli olduğunu bildirmiştir.
Yüce Allah Azimuşşan Kuranı Kerim’de, Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. Hucurat Suresi, 13. ayet.
Görüldüğü gibi evliyâlık konusunda kadınların erkeklerden geri kâlan hiçbir yanları yoktur. Hattâ kadınların, duygu dünyalarının enginliğinden ötürü çok daha çabuk nefs tezkiyesi yapabildikleri ve bir tasavvuf terimi olarak evliyalıkta erkeklerden daha çabuk yol alabilecekleri meşhurdur.Kadın evliyâ’nın büyüklerinden Râbi’a el-Adeviyye’nin şöhretini, vecîze ve kerâmetlerini duymayan yoktur.
İsterseniz bunu şöyle anlatalım, Telefonun öbür ucundan gelen seste bir hüzün vardı. Sebebini sormaya gerek kalmadan hanımefendi anlattı:
– Beyimle yaptığımız tartışmada bana, kadından evliya olmaz. Şayet sizlerde bir hayır olsaydı erkekler gibi kadından da evliya olurdu, diyor. Lütfen söyleyin, kadından evliya olmaz mı?
Hemen cevap verdim:
– Ne münasebet! Kadından evliya olmaz olur mu? Elbette kadından da evliya olur. Hatta kadından evliya, erkeğe nisbetle daha kolay ve tez olur. Çünkü erkek evin geçimini sağlarken çeşitli günahlarla, haramlarla yüz yüze gelebilir. Ama hanım için böyle bir zorlanma söz konusu olmaz. Bu yüzden kadın gayret ederse erkekten önce evliya olabilir.
Devam ettim:
– İsterseniz bir örnek olay nakledeyim de kadından nasıl evliya olurmuş, görün!
Heyecanlanan hanımefendi, “Aman birazcık durun da beyimi de çağırayım, o da dinlesin kadın evliyayı..” dedi.
Az sonra bey de gelmiş olacak ki, “buyurun sizi dinliyoruz..” dediler. Ben de başladım kadm evliyanın halini anlatmaya.
– Efendim evliya hanımların ablası sayılan Râbia-i Adeviyye’nin evine bir gece hırsız girer. Bakar ki, Râbia haram namazda. Ondan istifade ile evin her tarafını araştır, ama eline bir şey geçmez. Çünkü Rabia’nın evinde gerçekten de hırsıza yarayacak dünya malı yoktur.
Bu sırada namazını bitiren Rabia Hatun eli boş dönecek olan hırsıza seslenir:
– Ey ihtiyaç sahibi, kusuruma bakma, sana verecek eşyam ve param yoktur. Seni büsbütün eli boş göndermemek için diyorum ki: “Ne olur, yanında bulunan ibrikten bir abdest alıp iki rekat olsun namaz kıl, yaratanına ibadette bulun, büsbütün eli boş dönme!”
Hırsız heyecanlanır, ürperti sarar bedenini. Hemen abdest alır, namaza durur ve sonra da seccadeye kapanır. İşte o sırada ellerini açıp dua eden Rabia:
– Ya Rabbi der, ben vazifemi yapıp Senin kapma gönderdim. Hiç olmazsa Senin kapından boş dönmesin.
O sırada pırıl pırıl gözyaşı dökmeye başlayan hırsızın dilinden tevbe istiğfar cümleleri duyulur. Gerçekten de tam tevbe etmektedir.
Bunu gören Rabia sızlanır:
– Ey Rabbim, bu adam senin kapma ilk defa geldi, hemen kabul ettin, ama ben bunca senedir kapındayım, kabul edildiğimi hâlâ bilemiyorum.
0 sırada kulağma bir ses gelir:
– Onu da senin hatırın için kabul ettik!
Ben sözümü henüz bitirmiştim ki telefonun ucundaki hanımdan sataşma başladı:
– Görüyor musun, hanımdan evliya olmaz diyordun olur muymuş? Bak, hocam nasıl anlatıyor.
Bey buna hemen cevap verdi:
– Öyle hanımdan elbette evliya olur, ama sizin gibilerinden olmaz!
– Nedenmiş o?
– Neden olacak baksana: Rabia’nm evine hırsız girmiş de alacak bir şey bulamamış. Senin evine hırsız girse neler olur acaba?
– Allah korusun. Ağzına hayra aç, o nasıl söz öyle?
– Hocam görüyorsun ya, ben yine haklıyım. Bizimkinin evinde eşya olarak neler yok ki, buna rağmen bir türlü tatmin olmuyor, hâlâ istiyor. İşte bunun için diyorum, bunlardan evliya olmaz, diye yalan mı söylüyorum?
Ne dersiniz siz bu olaya?