KARINCA’NIN HİKÂYESİ
Vaktiyle bir kannca varmış. Küçüklüğünde başına bir kaza gelmiş, ayağı kırılmış. Zavallıcık topal kalmış.
Ama gece demez, gündüz demez çalışırmış. Diğer arkadaşları gibi yuva yaparmış. Yuvasına kışlık yiyecek biriktirirmiş.
Günlerden bir gün insanların Kabe’ye gidip Hacı olduklarını öğrenmiş. Kannca kabilesinin reisine niçin Hacca gidildiğini sormuş. Reis bilgiç bilgiç başını sallamış:
– Hâlâ öğrenemedin mi? demiş. Hacca gitmek zengin Müslümanlara farzdır. Allah’ın emridir. Suudi Arabistan’ın Mekke şehrinde bulunan Kâbe’yi ziyaret ederler. Arafat Dağı’nda vakfeye dururlar. Böylece Hacı olup dönerler.
Topal karıncayı almış bir düşünce:
– Acaba ben gidemez miyim? diye, günlerce düşünmüş.
Yemeden içmeden kesilmiş. Hacca gitme fikri rüyalanna bile girmiş. O kadar istiyormuş ki her gün yaşlı karıncalara Kabe’nin nasıl bir yer olduğunu soruyor-muş. Ama gören yokmuş. Çünkü o zamana kadar hiç bir karıncanın aklına Hacca gidip Hacı Karınca olmak gelmemiş.
Sonunda topal karıncanın sorularından bıkıp usanmışlar:
– Amma sordun, diye kızmışlar. Ne o, yoksa hacı olmaya mı karar verdin?
Bir şey söylememiş. Fakat içinden: “Evet” demiş. ‘Hacca gidip Kâbe’yi ziyaret edeceğim ve hacı olacağım.”
Bir gün eşyalarını sırtına vurduğu gibi yola koyulmuş.
Az gitmiş, uz gitmiş gece gitmiş, gündüz gitmiş… Yürüdükçe kırık bacağı daha beter ağrımaya başlamış. Nihayet dayanamayacağını anlamış ama vazgeçmek de istememiş.
Topalîaya topallaya yürümesi bir çöl faresinin dikkatini çekmiş. Acımış haline.
– Zavallı dostum, böyle nereye gitmektesin? diye sormuş.
Harıncacık durmuş, yüzünde biriken boncuk boncuk teri silmiş ve ciddi ciddi cevap vermiş:
– Hacca gidiyorum kardeşim.
Çöl faresi şaşırmış:
– Bu topal ayağınla, şu zayıf halinle ve yorgunluğunla nasıl hacca gidebilirsin ki? Topal kannea boynunu bükmüş:
– Olsun, demiş. Gidemesem bile hac yolunda ölürüm ya,..
Hikâye bu kadar sevgili çocuklar. Şimdi düşünme sırası bizde. Acaba topal karıncadan alacağımız bir ders var mı? Kanncacık bize ne anlatmak istiyor?