HANIMINI ALDATMAYA NİYETLENEN ADAMIN BAŞINA NELER GELDİ
Evli olupta eşini aldatan erkekleri bir çoğumuz az çok duymuşuzdur. Tarihin hiçbir döneminde eşlerin birbirini aldatması, modern dünyadaki kadar yaygın olmamıştır.
Bu tarz yanlış ilişkilerin toplum içinde yayılması ile zamanla kanıksanır, normal bir hal alır ve artık kutsal bir kurum olan aile kavramı gereksiz görülür ve revaç görmez. Kurulan ailelerde de karşılıklı güven olmadığı için huzurdan uzak ve kısa ömürlü olur.
Dünyada yaptıklarımızın hesabını diğer tarafta vereceğiz amenna. Bir de hem burada hem orada ödeyeceğimiz hesaplar var. “Haram ilişkiler aile yapısını bozar ve toplumu çökertir Zina, ahlaki değerlerin temelden yok olmasına yol açan ve insanı bedenî, hayvanî hislerin esiri yapıp aşağılayan çirkin bir davranıştır.” Gelin bunu bir yaşanmış bir hayattan öğrenelim..
Telefondaki sesi ağlamaklıydı. Hem titriyor, hem de muhtemelen gözyaşı döküyordu. Oldukça stresli bir hanım olduğu anlaşılıyordu. Derdini şöyle dile getirdi:
– Beyim açık saçık gezmemi istiyor.
Ben ise cemaati tanıdım, imanî ve İslâmî şuur kazandım. Dinimin emrettiği gibi giyinmek istiyorum. Sokakta şunun bunun bakışlarına hedef olmaktan büyük sıkıntı duyuyor, Rabbim-den utanıyorum. Beyimden habersiz olarak başıma eşarp örterek çıktım sokağa. O gelmeden de hemen acele ile eve döndüm. Beni bu halde görmüş, eve gelince söylemedik söz bırakmadı. Ağır hakaretlerde bulundu, en sonunda ne dedi biliyor musunuz?
– Ne dedi?
– Bir daha sokakta seni örtülü görürsem kesinlikle söylüyorum, seni başka kadınlarla aldatırım!.
– Bu nasıl söz? Böylesini de ilk defa duyuyorum.
Bu adam öyle bir söz etmiş ki, bu söz Gayretullaha dokunur, bunun sıkıntısı çeker, başma bir dert gelir.
– Hocam bu sözünüze karşı hemen bir şey söyleyeyim mi?
– Buyur, söyle.
– Çekmiyorum, acaba aile sırrını ifşa etmiş olur muyum?
– Öyle bile olsa bizde kalır, kimseye anlatılmaz.
– Ya yazarsanız?
– Yazarsam herkesin ibret alması için yazarım. Sizin isminiz, cisminiz geçmez yazıda.
– Peki öyleyse anlatayım. O dediğiniz oldu.
– Ne dedim ki?
– Gayretullah’a dokunur dediniz, ya.
– Evet…
– İşte o oldu. Bu söz gayretullaha dokunmuş ki hemen tecelli etti.
– Nasıl?
– O bana böyle örtülü olursan seni başka kadınlarla aldatırım dedi ya?
– Evet…
– İşte o tarihten sonra beyde bir hastalık ortaya çıktı. Doktor doktor gezdi, bir türlü çaresini bulamadı. Halen de aramaya devam ediyor, kurtulamadı.
– Neymiş hastalığı?
– Şey!.. İktidarını kaybetti! Cinsi duygulan ansızın yok oldu. “Seni bir kadınla aldatırım” diye tehdit ettiği tarihten sonra bu tehdidini yerine getirecek durumunu yitirdi. Halen doktor doktor geziyor. Tıp adamlarının hepsi de, “Senin bir şeyin yok”, diyorlar. O da, “Yoksa neden böyleyim, kadın gibi oldum”, diyor. Çare bulamıyorlar.
– Sübhanallah! Bu ibretli bir olay. Bu olay hem yazılmalı, hem de üzerinde uzun uzun düşünülmelidir. Ama buna rağmen beyinize Rabbimiz acımış. Yine de iyi insanmış.
– Nasıl olur? Bütün bunlara rağmen ona ‘iyi insanmış’ demek mümkün mü?
– Şu bakımdan mümkün. Şayet bu ikaza uğramasa da sağlıklı olsaydı, dediğini yapacak; o büyük günahları işlemeye başlayacaktı. Bu ise kambur üstüne kambur olacak, daha büyük cezalara müstahak olmasına sebep olacaktı. Şimdi ise günah işlemekten mahrum kalmış, bir bakıma cezası kendisine dünyada peşin olarak verilmiştir. İkaz olur da tevbe, istiğfar ederse kurtulur; uğradığı musibeti mükafata çevirmiş olur.
– Keşke bunları o da bilseydi.
– Bundan sonra bileceğini ümid ederim. Olanlardan ibret almak gerek. Ayet-i Kerime’de Rabbimiz öyle buyuruyor:
– İbret alın ey basiret sahipleri!
Hanımının dinî hayat yaşamasına engel çıkaran beyler, bu olaydan ibret alıp, basiret sahibi olmalılar. Yoksa musibet üstüne musibet gelir, kambur üstüne kambur olur.