Emevî halîfelerinden Hişam, bir gün Tâvus el-Yemânî’yi huzuruna çağırmıştı. Tâvus hâlifenin huzuruna girince ona sâdece selâm vermiş, izin almadan karşısına oturmuş ve:
“Hişam, nasılsın?” demişti.
Halife Hişam, Tâvus’un bu hareketinden fevkalâde hiddetlenmiş ve:“Tâvus, niçin böyle hareket ettin?” demiş.
“Ne yaptım?”
Halîfenin kızgınlığı kat kat artmış:
“Ayakkabılarım karşımda çıkardın” demiş. “Elimi öpmedin, hilâfet selâmını vermedin, künyemi değil de adımı söyledin. Bir de izin almadan karşıma geçip oturdun. “Hişam, nasılsın?” dedin.”
Tâvus şu cevabı vermiş:
“Ayakkabılarımı karşında çıkardımsa her gün beş kere huzuru izzette bu ayakkabıları çıkarıyorum. Elini öpmeye gelince, İmam’ı Ali Efendimizin şu sözünü işitmiştim:
“Bir insanın aşırı muhabbet şevkiyle zevcesinin, fazla merhamet hissiyle evlâdının ellerinden başka elleri öpmesi caiz değildir.” “Size hilâfet selâmı vermememe gelince herkesin senin halifeliğinden memnun olmadığını gördüm. Binaenaleyh yalan söylemek istemedim. Karşınızda oturmama gelince, yine Ali Efendimizin bir sözünden dolayıdır. O şöyle buyuruyor:
“Cehennem ehlinden bir adamı görmek isterseniz, kendi oturduğu halde etrafındakileri ayakta durduran bir adama bakınız.”
Bunun üzerine Hişam’m hiddeti yatışmış ve Tâvus’a:
“Beni irşad ettin” demiştir.