Yüce Allah (c.c) buyuruyor ki:
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ آدَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِن أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الآخَرِ قَالَ لَأَقْتُلَنَّكَ قَالَ إِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللّهُ مِنَ الْمُتَّقِينَ
“Ey Muhammedi. Onlara Âdem’in iki oğlunun gerçek hikâyesini oku (anlat). Hani onlar Allah’a yaklaşmak için iki kurban sunmuşlardı. Birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul olunmayan, ’’And olsun ki, seni öldüreceğim” deyince diğeri de “Allah, ancak kendi korkusunu gönlünden çıkarmayan kullarının kurbanını kabul eder” diye cevap vermişti.”Maide sûresi, âyet: 27
Peygamberimiz (s.a.v) diyor ki:
Cebrail’i gördüm. Bana dedi ki: Yüce Allah (c.c.)
şöyle buyuruyor: “(Ey Muhammed!) sana selâm vereni lekesiz kurtuluşa eriştirir; salavat getirene de rahmet ve mağfiret ederim.” Daha sonra Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle diyor:
“Allah’ım, elçin Muhammed’e rahmet et, Kıyamet günü O’nun konağı, sana en yakın yerde insan et” diyen kişiye kıyamet günü şefaatim vaciptir.
Ayette geçen, “Adem’in oğulları” ile Kabil ile Ha-bil değil de, İsrailoğullarından iki adamın kastedildiği
ileri sürülmekte ve buna delil olarak da, “O yüzden İsrailoğullarına şu hükmü yazdık: Cinayet işlememiş veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmamış birini öldüren kimse, bütün insanları öldürmüş kadar günah işlemiş; birini ölümden kurtaran kimse de bütün insanları diriltmiş kadar sevap kazanmış olur.” Maide sûresi, âyet: 32
Diyen âyeti şerifi göstermektedirler.Fakat çoğu tefsircilerin ortaya koyduğu en doğru görüş, ‘’Adem’in oğullarından maksat Adem’in öz oğulları olan Kabil ile Habil’dir. Bunun deliliyse şu âyettir:
“Sonra Allah kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek için O’na (Kabile) yeri eşeleyen bir karga gönderdi Bunu gören Kabil, Bana yazıklar olsun!./9 dedi. “Kardeşimin ölüsünü gömmede şu karga kadar olamadım.” Ve (böylece) Pişmanlık duyanlardan oldu.Maide sûresi, âyet: 31