Peygamberimiz (s.a.v) diyor ki: Cebel oğlu Muaz anlatıyor (Allah ondan râzı olsun): Bir gün Hz. Peygamberle bir yolculuğa çıkmıştık. “Ey Allah’ın elçisi!” dedim. “Bize ibret alacağımız bir hâdise anlatır mısınız?”
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:”Eğer mutlu bir hayat sürmek, sonunda da şehit gibi ölmek, mahşer günü lekesiz kurtuluşa ermek, Kıyamet gününün yakıcı sıcaklığı altında serin bir gölgeye kavuşmak ve sapıklıktan kurtulmak istiyorsanız, Kuran okumaya (ve onun hükümlerini yerine getirmeye) devam ediniz. Çünkü O, esirgeyici olan Allah’ın gerçek sözü; şeytana karşı yıkılmaz bir kale; (Kıyamet günü) amel terazisinin sevap kefesinde en büyük ağırlıktırPeygamberimiz (s.a.v) diyor ki:
“Ümmetimin en üstün ibadeti, Kur’ân okumaktır, Öyle ise her mükellef olan Müslümanm Kur’ân öğrenmek ve okumak boynunun borcudur.”
Peygamberimiz (s.a.v) diyor ki:
Yüce Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: Aynı kulumda şu iki duygusuyla, şu iki güven duygusunu bir arada barındırmam:
3j Bu dünyada gönlüne Allah korkusunu saldığımı, öbür dünyada kıyâmet günü güven duygusuna büründürürüm. (Bu dünyada Allah’tan korkarak dinin bütün emirlerini yerine getiren kimse öbür dünyada güven içinde olacaktır.
W Bu dünyada güven duygusu içinde salına salına dolaştırdığıma, öbür dünyada kıyamet günü korku salarım. (Bu dünyada Allah korkusunu bir yana atarak büyük bir kendine güvenmişlik içinde her türlü kötülüğü işleyen kimse, ‘öbür dünyada hesap verememenin ürpertici korkusu içinde kalacaktır.)