Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gün sahâbelerle birlikte oturmuş caminin avlusunda sohbet ediyordu. Bir ara ağlayarak bir genç çıkageldi. ’’Neden ağlıyorsun?” diye soran Peygamber’e, ”Ey Allah’ın elçisi!..” dedi. “Babam vefat etti. Kimse yıkamıyor, kefensiz ve gasilsiz öylece duruyor. Durumu size arzetmeye geldim.”
Hz. Peygamber (s.a.v.) hemen Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer’e gidin bakın diye emretti. Gittiler, bir de baktılar ki, dehşet! Mevta simsiyah bir domuza dönüşmüş. Hemen Peygamber’e koştular. Peygamber (s.a.v.) kalkıp geldi. Söylenenler doğruydu. Allah’a insan kılığına bürünmesi için yalvarıp yakardı. Gerçekten cenaze eski şekline döndü. Cenaze namazım kıldırdı. Şimdi gidelim, mezarına gömün” diye emretti. Götürdüler, kabrine koyarken baktılar ki, adam gene domuz sûretine girmiş. Bu defa sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) oğluna; ”Ey delikanlı, baban dünyada iken dince yasak ne yapmıştı?” Genç de “Babam namazını kılmıyordu” dedi. Bunun üzerine iki cihan güneşi; “Ey arkadaşlarım!.. Bakınız, bu mevta namazını terk ediyordu, domuz suretine büründü, bundan ibret alınız. İşte Kıyamet günü namaz kılmayanları Allah (c.c.)domuz suretinde halkedecektir.”