Harun Reşid, Behlül’ü, bir akşam namazdaki cemaati saraya davet etmek içn görevlendirmiş, Behlül namazı arka safta kıldıktan sonra herkesten evvel dışarı çıkıp beklemiş. Çıkanlara da bir bir sormuş:“Hoca efendi birinci ve ikinci rek’atlarda Fâtiha’dan sonra hangi sûreleri okudu?”
Bazıları bilmiyoruz demişler. Behlül bunlara yol vermiş. Bazıları da: “İmam, birinci rek’atta Elemtere’yi, ikinci rek’atta ise Kulhüvallâhü’yü okudu” demişler. Böylece imamm okuduğu sûreleri bilenleri saraya getiren Behlül, Harun Reşid’in ihtarına maruz kalmış. Harun Reşid:
“Ben sana namaz kılan cemaatin içinden beğendiklerini seç de getir demedim. Namaz kılanların hepsini saraya davet et dedim. Söylediğimi duymadın mı?” diye çıkışmış.
Behlül bu ihtara şu karşılığı vermiş:
“Ben de sizin dediğinizi yaptım. Siz namaz kılanları davet ettiniz. Ben de kapıya durup çıkanlardan imamm okuduğu sûreleri sordum. Bilenlerin namaz kıldıklarını anlayarak getirdim. Bilmeyenler ise namazda değil, kendi işlerinde güçlerinde imişler ki imamm okuduğunu duymamışlar. Onlara yol verdim. Bunda öfkelenecek ne var?”