Osmanlı Devleti’nin ne denli gerçek bir hukuk devleti olduğunu gösteren ve Kanuni devrinde geçmekte olan bir hâdise şöyledir:
Antep’in (Gaziantep) Şehreküstü Mahallesi’nde bir hamam açık artırma ile kiraya verilecektir. Bu tip kiraya verme işlemlerinde hukuken müslim ve gayrimüslim ayrımı olmadığından, Yahudi İzak Efendi de açık artırmaya katılır ve en yüksek kira bedelini teklif ettiğinden dolayı kiralama hakkını elde eder. Bu durum müslüman halkın zoruna gider. Antep sancak beyi nezdinde(‘) itirazda bulunurlar. Sancak beyi de etki altında kalarak kadıya baskı yapar. Bu baskı karşısında kadı, hamamı İzak Efendi’den sonra en yüksek kira bedelini teklif eden Müslüman bir vatandaşın kiralamasına karar verir. Bunun üzerine îzak Efendi, bir üst makam olan Maraş (Kahramanmaraş) Beylerbeyi’ne itiraz eder. İtiraz, pâyitaht İstanbul’a ulaştırılır. Dîvân-ı Hümâyûn’da görüşülür. Sonunda İzak Efendi haklı bulunur. Bunun üzerine gönderilen bir fermanla kadıya baskı yapan sancak beyi ve bu baskıya boyun eğen kadı görevden alınır, yerlerine yeni görevliler tayin edilir. İzak Efendi’ye hakkı iâde edilir. Bütün bu olaylar elli üç gün gibi o zamanın şartlarına göre çok kısa bir zamanda gerçekleşir.