30 SENEDİR GÜNAHIMIN AFFI İÇİN AF DİLERİM
Vaktiyle Bağdat Çarşısında büyük bir yangın olur. Her taraf yanıp kül olur. Bütün çarşı dükkânları yanar. Müslümanların servetleri bir anda yok olup gider.
Sırrıy-i Sakâti Hazretleri de koşa koşa yangın yerine giderken yolda birine rastlar. Rastladığı adam Sımy-i Sa- kâtiye:
Efendi, senin dükkânına hiçbir şey olmamış. Yangın cam ve çerçevesine bile dokunmamış, gözün aydın der.
Sımy-i Sakâti, bir an düşünmeden hasbel-beşer bu haberden memnun olur. “Elhamdülillah” der.
Fakat Hazret hemen kendine gelir. Bütün Müslümanların dükkânları kül olmuş, kendi dükkânının yanmadığına sevinip “Elhamdülillah” diyerek Allah’a hamd etmesi, şükretmesinden dolayı tam 30 sene Allah’tan affını istemiş 30 sene istiğfarda bulunmuş. O felâket anında kendini düşündüğünden dolayı kendini affetmemiştir.
Halbuki bize göre bu hareket normaldir. Değil mi? Ama büyük adamİara göre, Allah adamlarına göre kendini düşünüp, Müslümanların derdini düşünüp, Müslümanların derdim unutmak hakiki Müslümanlık ölçüsü değildir.
Sakâti Hz. dostlarına anlatırmış: “Bir defa ansızın sevinç içinde “Elhamdülillah” dedim. 30 senedir o günahımın affı için Cenâb-ı Halde’a gözyaşları içinde istiğfar ediyorum. Günahımın bağışlanmasını diliyorum” dermiş.