Vapur ve motorlarla İnebolu’ya çıkarılan silâh ve cephâne, Kastamonu üzerinden Ankara’ya, oradan da cepheye gönderiliyordu.
1921 yılı Aralık ayında birdenbire bastıran kar, yollan kaplamıştı. İnebolu’dan Kastamonu’ya hareket eden bir kadın, cephane yüklü kağnısı ile yorgunargm bir vaziyette ancak Kastamonu kışlası önüne kadar gelebilmiş, şehire girmek nasib olmadan kağnı arabası ile yol kenarında durmuştu.
Kağnımn yanma gidenler şu acıklı manzara ile karşılaştılar:
Bu vatansever Türk kadını, taşıdığı cephâneyi korumak için yorganını top mermilerinin üzerine örtmüş, kendisi açıkta kaldığı için soğuktan donarak ölmüştü.
Görevliler, gözyaşlan dökerek soğuktan donan kadını arabadan indirirken, yorganının altında çığlığı basarak ağlayan bir çocuk sesi işitince şaşırdılar. Otlara sanlı top mermileri arasına yerleştirilmiş çulların içinde kundaktaki bir kız çocuğunu buldular.
Top mermileri ıslanmasın diye kendini vatanı için feda eden ve geriye yetim bir çocuk bırakan kahraman Türk anasının bu acıklı hikâyesini bu vatan topraklarında yaşayan herkesin, özellikle de genç nesillerin iyi değerlendirmesi gerekir.