Dehr Sûresi:
Kur’ân-ı kerîmin yetmiş altıncı sûresi. İnsan sûresi ve Hel’etâ da denir.
Dehr sûresi, Medîne-i münevverede nâzil olmuştur (inmiştir). Mekke-i mükerremede nâzil olduğunu söyliyenler de vardır. Otuz bir âyet-i kerîmedir. Birinci âyet-i kerîmede geçen Dehr kelimesi sûreye isim olmuştur.
Sûrede; insanların ilk yaratılışı, kâfirlerin (inanmayanların) karşılaşacakları acı ve pek çetin azâblar, Allahü teâlânın sevdiği mü’min kulların ise kavuşacakları büyük nîmetler anlatılır. (Râzî, Kurtubî)
Dehr sûresindeki âyet-i kerîmelerde meâlen buyruldu ki:
Hakîkat biz, insanı (erkek ve dişi sularının) karışımından (meydana gelen) bir nutfeden yarattık. (Üzerine mükellefiyet yükleyerek) onu imtihan ediyoruz. Bu sebeble onu işitici, görücü yaptık. Gerçek biz ona (peygamber göndermek sûretiyle, doğru) yolu gösterdik. İster şükreden (mü’min) olsun, ister nankörlük eden (kâfir) . (Âyet: 2,3)
Kim Hel’etâ sûresini okursa, Allahü teâlâ ona Cennet’i ihsân eder. (Hadîs-i şerîf-Envâr-üt-Tenzîl)
DEHRÎ:
Allahü teâlâya ve âhirete inanmayıp, dehr (zaman) sonsuzdur ve dünyânın başlangıcı ve sonu yoktur, böyle gelmiş böyle gider diyen dinsiz, ateist. (Bkz. Ateist)