Dünyâ Hayâtı:
Âhiretten önceki hayat.
Kim dünyâ hayâtını ve onun süsünü isterse, onlara yaptıklarının karşılığını burada tam olarak veririz. Bu hususta bir eksikliğe de uğratılmazlar. Onlar öyle kimselerdir ki, âhirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Dünyâda yapageldikleri şeyler orada boşa gitmiştir. (Hûd sûresi:15-16)
Dünyâ hayâtı iş yapacak zamandır. Keyf yapacak, eğlenecek zaman ilerde gelmektedir. Orada dünyâda yapılan işlerin karşılığı ele geçecekdir. Dünyâ hayâtı pek kısadır. Mes’ûd o kimsedir ki, bu fırsatı büyük nîmet bilir ve âhiret işlerini bu kısa zamand a gerektiği gibi yapar. Yolculukta lâzım olan azığını hazır eder. (İmâm-ı Rabbânî)
Dünyâ Hırsı:
Dünyâya lüzûmundan fazla meyletmek. Şiddetli mal, mülk arzusu, isteği.
On şey insana zarar verir: 1) Terbiye azlığı, 2) Cehâlet çokluğu, 3) Halktan nîmet beklemek, 4) Şehvet azgınlığı, nefis kudurgunluğu, 5) Baş olma sevdası, 6) Dünyâ hırsı, 7) Nefis ile dostluk kurmak, 8)Çok yemek, 9) Çok uyumak, 10) Kalabalığa uymak. (Bâyezîd-i Bistâmî)
Dünyâ Sevgisi:
Kalbin dünyâ malını ve mülkünü çok sevmesi.
Dünyâ sevgisi, günahların başıdır. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât)
Dünyâyı sevenler, âhirette zarar görür. (İmâm-ı Rabbânî)
Allahü teâlâya şükre sebep olan dünyâlık, insana zarar vermez. (Abdullah bin Zeyd)