REŞÎD (Er-Reşîd): “Ezelde takdir ettiği her şeyi, hedefine en hikmetli bir şekilde ulaştıran.”
1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Mahlûkâta (yarattıklarına) doğru yolu gösterip, dilediğini bu yolda bulunduran.
Er-Reşîd ism-i şerîfini söyleyenin yaptığı ameller kabûl olur. (Yûsuf Nebhânî)
2.Rüşd sâhibi yâni, dînî vazîfelerini yerine getiren ve malını tasarruf edebilen, âkıl bâliğ olan, aklını ve malını yerinde kullanan.
Çocuk bâliğ olunca, malını kullanmaya hak kazanır. Fakat reşîd olduğu görülmezse, yirmi beş yaşına kadar malı kendine verilmez. (İbn-i Âbidîn)
İlmi ve hikmeti sonsuz olan Allah, kimsenin yardımına ve yol göstermesine muhtaç olmaksızın, ezelde takdir ettiği işleri bizzat kendisi neticelendirir. Bunun için gerekli yolları yine kendisi açar; hikmetiyle tedbirleri alır ve hiçbir engel olmaksızın netice tahakkuk eder.
Bir zamanlar her tarafa bir buhar gibi yayılmış ve dağılmış olan varlık âlemi, O’nun yol göstermesi ve yön vermesiyle şu gördüğümüz muhteşem kâinat halini almış bulunuyor.
Ana rahmindeki nutfe de yine O’nun irşadiyle ‘alâka, mudğa…’ safhalarından rahatlıkla geçmiş, organlarla donanmış ve insan haline gelmiştir.
Allah’ın sıfatlarını, isimlerini, fiillerini, insanın nereden gelip nereye gittiğini ve bu dünyadaki vazifesinin ne olduğunu ilâhî irşad olmaksızın bilmek mümkün değildir. Akıl bütün bu konularda tek başına hiçbir şey söyleyemez. Buna göre, Reşîd isminin en ileri tecellisi, kitap indirmek ve peygamber göndermek suretiyle, insanlara doğru yolun gösterilmesidir.
Bu isimden insanın alacağı en büyük ders, hayatına Kur’ân’ın irşad ettiği gibi yön vermesi ve başka insanlara da bu vadide yardımcı olmaya çalışmasıdır.