HÂİN:
Birine kendini emin (güvenilir) tanıttıktan sonra o emniyeti, güveni bozacak iş yapan. Eminin zıddı.
Cimriler, hîlekârlar (aldatıcılar), hâinler ve kötü huylu insanlar Cennet’e giremezler. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i Tirmizî)
Ümmetim belki her günâhı işleyebilir ama, yalan söyliyemez ve hâinlik yapamaz. (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)
Kibri, hâinliği ve kul borcu olmayan mü’min hesabsız Cennet’e girecektir. (Hadîs-i şerîf-Berîka)
İki günahtan çok kork! Birisi emrinde olan insanlara zulmetme! En büyük zulm, onların İslâm bilgilerini öğrenmelerine, ibâdet yapmalarına mâni olmaktır. İkincisi din ve dünyâ yolunda hâin olma! Her günahtan kork! Bir kimse, bir günah işlemek istese, fakat Allahü teâlâdan korkarak ondan vazgeçse, Hak teâlâ o kimseye Cennet-i a’lâda bir köşk ihsân eder.Bir müslüman sana zarar verirse sen ona iyilik et! Hiç kimsenin ayıblarını yüzüne vurma. (Süleymân bin Cezâ)