Halîfe-i Râşide:
Bir kimsenin halîfe olacağı, Nass ile yâni âyet veya hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş ise buna, Hilâfet-i râşide denir. Dört halîfeye bunun için Hulefâ-i râşidîn” denildi. Halîfe olacağı akıl ve Nassın işaret etmesi ile anlaşılıyorsa buna hilâfet-i âdile denir. Hazret-i Muâviye’nin halifeliği böyle idi. Hazret-i Muâviye’nin, melik olacağına hadîs-i şerîflerde işaret vardır. Bunun için hazret-i Muâviye, hazret-i Hasen hilâfeti kendisine teslim ettikten ve Eshâb-ı kiram oy verdikten sonra halîfe-i âdil olmuştur. Halîfe olacağı açıkça veya işaret ile bildirilmemiş olan bir kimsenin kuvvet zoru ile hükümeti ele geçirmesine hilâfet-i câire denir.
İnsanlara, İslâm dînini anlatma vazîfesini Peygamber efendimiz gibi yapan ve âyet-i kerîmelerde veya hadîs-i şerîflerde halîfe olacağı işâret olunan halîfe. Buna, Halîfe-i âdile de denir. (Bkz. Hulefâ-i Râşidîn)