İlm-i Tefsîr: Kur’ân-ı kerîmdeki murâd-ı ilâhîyi, Allahü teâlânın kastettiği mânâyı açıklayan ilim. Sözlükte “açıklamak, beyan etmek” anlamındaki fesr kökünden türeyen tefsîr “açıklamak, ortaya çıkarmak, kelime veya sözdeki kapalılığı gidermek” demektir.
Tefsir, Kur’an’ın çeşitli açılardan incelendiği bir ilim dalıdır. Bu ilimde Kur’an ayetleri; nüzul sebepleri, nâsih-mensûh, siyak-sibak, kıraat, sözlük anlamı, kelime yapısı, cümle yapısı, söyleniş keyfiyeti ve murâd-ı ilâhinin tespiti gibi çeşitli açılardan incelenmektedir.
Bu inceleme tarihsel açıdan siyer, tarih ve hadis ilimleriyle; dilsel açıdan sözlükbilim, iştikak, sarf ve nahiv ilimleriyle; edebî açıdan meânî, beyân ve bedî ilimleriyle ve kastın tespiti açısından ise Kur’an’ı bilgi kaynağı olarak kullanan fıkıh, kelâm ve tasavvuf gibi ilimlerle irtibatlıdır. Rivayet, dil ve din ilimlerindeki gelişmelere paralel olarak gelişen tefsir alanında bir yandan lügavî/nahvî, kelâmî, işârî, fıkhî gibi adlarla anılan birçok tefsir türü ortaya çıkarken öte yandan çok sayıda ilmin sergilendiği karma tefsirler yazılmıştır.
Tefsirlerin yanı sıra Kur’an’ı ilgilendiren çeşitli meselelerin tek tek veya bir bütün olarak ele alındığı Kur’an ilimleri literatürü de oluşmuştur. Osmanlı tefsir mirası bahsi geçen tefsir literatürünün her alanında zengin bir malzeme sunmaktadır. Osmanlı döneminde ayet tefsiri, sure tefsiri veya sure tertibine göre tefsir formatında çok sayıda eser verilirken telif tefsirler üzerine yazılmış sayısız şerh ve hâşiye söz konusudur. Kur’an ilimleri alanında da hatırı sayılır bir literatür oluşmuştur. Çoğu yazma halindeki bu geniş literatürün gereğince çalışılmamış olması, gerçekçi bir tefsir tarihi yazımını da imkânsız hale getirmektedir.