İlm-i Vehbî: Çalışmadan öğrenilen, Allahü teâlâ tarafından ihsân edilen ilim. (Bkz. İlm-i Ledünnî)
Kesbî ﻛﺴﺒﻰ yani çalışarak elde edilen ilimlere, “ilm-i kesbî”, vehbî ﻭﻫﺒﻰ yani Allah vergisi olan ilimlere ise “ilm-i vehbî” denir…İlm-i kesbî yerine bazen ilm-i dirâset bazen ilm-i zâhir bazen ilm-i ahkâm da denilir…İlm-i vehbî yerine de bazen ilm-i verâset, bazen ilm-i hakîkat, bazen de ilm-i mükâşefe denilir…
Vehbî olan ilimlere gelince…Bunlar kesbî ilimler gibi çalışarak öğrenilmez…Bu ilimlerden bazıları tezkiye-i nefs ve tasfiye-i kalb için yapılan mücâhedenin bir semeresi olarak Cenâb-ı Hakk’ın lutfu olarak verilir…Bazıları ise aşk-ı ilâhînin semeresidir ki sôfiyye indinde asıl makbûl olan da budur…Zîrâ mücâhedenin yapamadığını aşk ateşi yapar zîra mâsivâyı tâmâmen mahveden ancak aşk-ı ilâhî ateşidir…Önceki misâl üzerinden gidersek, denizin kenarına kadar gidebilen ata teşbîh edilen akıl yerine aşka süvâr olunca marifet denizine dalmak ve oradan inciler toplamak mümkün olur…
Cenâb-ı Hakk’ın kişiye bilmediği şeyleri bu şekilde öğretmesi, ilhâmât, sünûhât, mükâşefe gibi tabirlerle ifâde edilir…Cenâb-ı Hakk, “VEHHÂB” ism-i şerîfi ile tecellî ederek, dilediği kulunun kalbine dilediği şeyi ilhâm eder ve o bilgi o kişinin kalbinde hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde karar kılar…Meselâ rüyâ tabiri ilmi böyle bir ilimdir…