KAHT: Kıtlık, kuraklık, gıdâ maddelerinin azlığı.
Hazret-i Ömer zamânında Medîne’de kaht oldu. Bir kimse, Kabr-i Nebevî’ye gelip; “Yâ Resûlallah! Ümmetin için yağmur duâsı yap! Helâk olacağız” dedi. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem rüyâsında görünüp; “Ömer’e git! Yağmur geleceğini müjdele” buy urdu. (Abdülhak-ı Dehlevî)
“Kaht-ı ricâl”, kısaca “adam kıtlığı” demek…
Ama burada “adam” terimi ile kastedilen, normal erkek, adam değil, “yetişmiş devlet adamı”.
Kaht, Arapça kökenli Osmanlıca bir sözcük, kıtlık, kuraklık demek.
Ricâl de, Arapça kökenli Osmanlıca bir sözcük; erkek, adam, elinden iş gelen yetişmiş insan anlamına gelen recül kelimesinin çoğulu.
Gerek recül, gerekse rical, devlet sözcüğü ile birlikte, “recül-i devlet” veya “ricâl-i devlet” olarak kullanıldığında, devletin ileri gelenleri, devleti yönetenler, kısaca “Devlet Adamı” anlamına geliyor.