MA’DÛM: Yok olan, mevcût olmayan
Ma’dûmun bey’i yâni satışı bâtıldır, hiçbir bakımdan dîne uygun değildir. (Mecelle)
Ma’dum: Kelime olarak “mevcut olmayan, yok olan” demektir. Istılahta ise, varlığın zıddı anlamında, “var olmayan” demektir. Mevcut ile ma’dum iki zıt muadildir. Vacip ile mümteni de iki zıt muadildir. Yani müellifin yüklediği imkansızlık manası, madum için değil vacibin zıddı olan mümteni için geçerlidir.
Madum, imkan dahilinde olup da vücuda çıkmamış şeylerin bir ifadesidir. Mesela “Ahmet yanımda yok” dediğimiz zaman, yanımda olması imkansız anlamında yok değil olması mümkün, ama şimdi yanımda yok anlamında bir yoktur ki buna ma’dum birincisine de mümteni denir.
Kelam ilmi kitaplarına müracaat ederseniz, hangisinin doğru ve isabetli olduğunu tarafsız bir şekilde görürsünüz. Varlığı imkansız olan bir şeye madum değil, mümteni veya muhalat denir.
Madum, varlığı mümkün olduğu halde varlık sahasına çıkmamış şeylere verilen bir ıstılahtır. Terim ve ıstılahları kafamıza göre ve indi bir şekilde ters yüz edemeyiz. Elmaya portakal demek nasıl abes bir şey ise, aynı şekilde İslam alimlerince tespit ve tayin edilmiş ıstılah ve terimlere yeni isimler koymak da aynı şekilde abestir.