MAĞRÛR: Gururlu. (Bkz. Gurûr)
Akıllı kimse başkalarının ayıbına bakmaz. Kişinin aybını yüzüne vurmaz. Malı çoğaldıkça, mağrûr olup ahlâkını bozmaz. (İdrîs aleyhisselâm)
Ey oğlum! Sende olmayan fazîletler ile insanlar seni medh ederlerse, sakın mağrûr olma. Kendinden aşağısını hor görme. Ahmaklara, câhillere karşı sükût eyle. (Lokman Hakîm)
Mala mülke mağrûr olma, deme var mı ben gibi! Bir muhâlif yel eser, savurur harman gibi. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
İ’lem ey mağrur, mütekebbir, mütemerrid nefis! Sen öyle bir za’fiyet, acz, fakirlik, miskinlik gibi hallere mahalsin ki, ciğerine yapışan ve çok defa büyülttükten sonra ancak görülebilen bir mikroba mukavemet edemezsin; seni yere serer, öldürür…
Bu derste önce nefs-i emmarenin üç özelliği nazara veriliyor: Mağrur, mütekebbir ve mütemerrid.
Konuşma dilinde, genellikle mağrur kelimesi mütekebbir manasında kullanılır. Aralarında önemli bir fark olduğu bu sıralamada kendini gösteriyor. Mağrur, aldanmış demektir. Kul olduğunu ve yaptığı her işten suale çekileceğini unutmak bir aldanmadır.