Mahkeme-i Kübrâ: En büyük mahkeme, âhirette bütün insanların amel defterlerinin tartıldığı ve dünyâda yaptıklarının hesâbını verecekleri yer.
Allahü teâlânın bilmediği hiçbir şey yoktur. Açık ve gizli O’nun yanında birdir. O; “Ol!” dedi, yokluktan varlık meydana geldi. O, henüz olmamış olanları, açığa vurulmamış sırları bilir. Yeri ve gökleri kudretiyle (gücüyle, kuvvetiyle) tutan, kıyâmet günü Mahşerde kurulacak mahkeme-i kübrânın hâkimi (hükmedeni) O’dur. (Sa’dî Şîrâzî)
Mahkeme-i Kübrâ duruşmasının en çetin hesabının kul hakkı ve hukuku ile ilgili olacağında şüphe yoktur. Boynuzsuz koyunun hakkının boynuzlu koyundan alınacağı çetin bir gün olan büyük duruşma günü, kul hakkının affının, ilgili kulun elinde olacağı; bunun için iyiliklerinden bir kısmının, hakkını yediği kula verileceği, iyilikleri bittiği halde hâlâ üzerinde kul hakkı varsa da, bu defa üzerinde hakkı bulunan kimselerin kötülüklerinin alınıp bunun üzerine yükleneceği ve böylece adâletin eksiksiz sağlanacağı hadislerde bildirilmiştir. Hattâ Peygamber Efendimiz (asm), bu durumdaki kişilerin orada gerçekten iflâs ettiğini haber vermiştir.